[align=center][align=center][align=center]
Varlık Felsefesinde Varlığın Fenomen Olarak Kabul Edilmesi Nedir?
Varlık Felsefesinde Varlığın Fenomen Olarak Kabul Eden Filozoflar: Varlık ne madde ne de ruhtur. Varlığın mahiyeti dış dünyadaki nesne ve olayların insan bilincindeki yansıması ya da görünüşü olan fenomenlerdir. Bu görüşü savunanlardan Edmund Husserl göre biz deneyim ya da duyularımız yoluyla bilebiliyoruz. Maddenin kendisini ise algılayamıyoruz. Algıladığımız şeyler sadece, maddenin özellikleridir, onun bizdeki görünüşüdür. Aynı şekilde kendi içimize dönüp baktığımızda, ruhumuzu da algılayamıyoruz. Sadece birtakım zihinsel faaliyetlerimizi tecrübe ediyoruz. Oysa varlığın mahiyeti, görünenlerin arkasında bulunan değişmez Öz lerdir. Bir şeyi o şey yapan temel özellik, varlığın kökeni olan öz ancak bilinçle kavranır. Bir nesnenin özüne ulaşabilmek için önce onun özüne ait olmayan tüm özelliklerin (İlgisiz görüşler, bilimsel ve günlük bilgiler, duyusal yaşantılar, ön yargılar vb.) ayıklanması, bir kenara konulması gerekir. Böylece insanın öze ulaşmasını engelleyen, öze ait olmayan ögeler, kısa bir süre için yok sayılır. Bu sayede bilinç, varlığın özünü doğrudan, aracısız olarak kavrar. Örneğin, bir çiçeği düşündüğümüzde çiçeğin olgusal özelliklerini (şeklini, rengini, kokusunu) bir kenara bıraktığımızda bilincimizde, onu çiçek yapan saf özü, idesi kalır. Varlığın mahiyeti tartışmalarındaki bir başka görüş de varlığın ne tür olursa olsun özünün bilinemeyeceğini, varlığın özünün değil fenomenlerin bilinmesinin mümkün olduğunu savunan fenomenalizmdir.
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI
[/align][/align]Varlık Felsefesinde Varlığın Fenomen Olarak Kabul Edilmesi Nedir?
Varlık Felsefesinde Varlığın Fenomen Olarak Kabul Eden Filozoflar: Varlık ne madde ne de ruhtur. Varlığın mahiyeti dış dünyadaki nesne ve olayların insan bilincindeki yansıması ya da görünüşü olan fenomenlerdir. Bu görüşü savunanlardan Edmund Husserl göre biz deneyim ya da duyularımız yoluyla bilebiliyoruz. Maddenin kendisini ise algılayamıyoruz. Algıladığımız şeyler sadece, maddenin özellikleridir, onun bizdeki görünüşüdür. Aynı şekilde kendi içimize dönüp baktığımızda, ruhumuzu da algılayamıyoruz. Sadece birtakım zihinsel faaliyetlerimizi tecrübe ediyoruz. Oysa varlığın mahiyeti, görünenlerin arkasında bulunan değişmez Öz lerdir. Bir şeyi o şey yapan temel özellik, varlığın kökeni olan öz ancak bilinçle kavranır. Bir nesnenin özüne ulaşabilmek için önce onun özüne ait olmayan tüm özelliklerin (İlgisiz görüşler, bilimsel ve günlük bilgiler, duyusal yaşantılar, ön yargılar vb.) ayıklanması, bir kenara konulması gerekir. Böylece insanın öze ulaşmasını engelleyen, öze ait olmayan ögeler, kısa bir süre için yok sayılır. Bu sayede bilinç, varlığın özünü doğrudan, aracısız olarak kavrar. Örneğin, bir çiçeği düşündüğümüzde çiçeğin olgusal özelliklerini (şeklini, rengini, kokusunu) bir kenara bıraktığımızda bilincimizde, onu çiçek yapan saf özü, idesi kalır. Varlığın mahiyeti tartışmalarındaki bir başka görüş de varlığın ne tür olursa olsun özünün bilinemeyeceğini, varlığın özünün değil fenomenlerin bilinmesinin mümkün olduğunu savunan fenomenalizmdir.
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI
[/align]