NeseLi
Yeni Üye
- Katılım
- 18 Şub 2021
- Mesajlar
- 140
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
VAN
Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli, akarsuları bol, iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir.
Şehrin nüfusu OCAK 2010 TÜİK verilerine göre 381.163'dır. 1927'de 7.000 olan nüfusu 1990'da 155.623'e, 2000'de 284.464'e, 2007'de 331.986'a, 2010'da 381.163'e çıkmıştır.
Tarih
Şehir Urartular’dan kalmadır. Urartular’ın başkenti olan Van’ ın o zamanki adı “TUŞBA” idi. Van'ın tarihi M.Ö. 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesinin 6 km güneyinde bulunan Tilki tepe ve Van Gölünün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Bronz ve Demir devrine ait kültürel buluntulara rastlanmıştır. Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis(Şamram)'dir. Bu bölgeye önce Hurriler yerleşmişlerdir. Sonra Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Makedonyalılar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Bizanslılar hakim olmuştur. M.S. 675 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölgeye yine Bizanslılar, bunları yenen Selçuklular ve sonra İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular,Safeviler ve en sonunda Osmanlılar hâkim olmuştur.
Hurrilerin M.Ö. 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hakim oldukları görülür. M.Ö. 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Nairi ve Urartu ülkeleri ile Asurlar arasında mücadeleler başlamıştır. Urartular ve Asurlar mücadelesi IX. Yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Asurlar bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuştur.
1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Van'da yaşayan kişi sayısı 51.149 kişidir. Bunların büyük çoğunluğu (%64,6) Ermenilerden oluşmaktadır (33.053 kişi). Van'daki Kürt ve Türk nüfusu ise toplam 18.096 kişiydi ve nüfusun %35,4'ü müslümanlardan oluşmaktaydı.
Eski Van Şehri-Tuşba: Urartuların başkentliğini yapmış olan Van Kalesi(tuşba) 3000 yıllık görkemiyle hala ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartulardan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır.Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulundu. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir.Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır. Van Şehri I. Dünya Savaşı'na kadar kalenin güney kısmında surlarla çevrili bölgede kuruluydu. Bu şehrin kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Surlara ait bazı kalıntılar vardır ve sağlam olan tek kapı güneye bakan Orta Kapı'dır. Mimar Sinan'ın eseri olan Hüsrevpaşa Külliyesi han, hamam,türbe,imaret,çeşme ve medreseden oluşuyor. Bölgede sağlam kalan tek hamam bu külliyenin bir elemanı olan Çifte Hamam'dır. Eski Van'da günümüzde kullanılan tek eser Kaya Çelebi Cami'dir. Eskiden çok görkemli bir mekân olan Van Ulu Camisi ne yazık ki günümüzde yıkılmıştır ve sadece minaresi sağlam kalabilmiştir. Kızıl Cami'ninde aynı şekilde minaresi günümüze ulaşmış ve diğer bölümleri yıkılmıştır. Kentte ayrıca günümüze ulaşan S. Dsirvanor, S. Stephan, S. Vardan, s. Neshan, şehrin en eski kilisesi olan ve Çifte Kilise olarak ta anılan S. Paulos ve S. Petros Kiliseleri bulunur. Ayrıca eskiden İsa'nın çarmıhına ait bir parçanın saklandığı Meryem ana (S. haç, Tiramary) kilisesi ve Madır burcunun üstüne yapılmış Vaftizci Yahya (S. Hovhannes) kiliseleri yıkılmıştır. Hüsrev Paş hanının temelleri Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camileri arasında görülebilmektedir. Şehrin batısında bulunana Horhor bahçeleri şehrin surlar içerisindeki bahçeleri durumundaydı ve İskele Kapı'nın hemen önündeydi. Ayrıca bahçelerin yakınında halen kalıntıları olan Horhor Cami ve Medresesi bulunuyor. Evliya Çelebi'nin görkemle anlattığı kale ve Eski Van şehri şu anda ne yazık ki bakımsız bir haldedir.
Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli, akarsuları bol, iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir.
Şehrin nüfusu OCAK 2010 TÜİK verilerine göre 381.163'dır. 1927'de 7.000 olan nüfusu 1990'da 155.623'e, 2000'de 284.464'e, 2007'de 331.986'a, 2010'da 381.163'e çıkmıştır.
Tarih
Şehir Urartular’dan kalmadır. Urartular’ın başkenti olan Van’ ın o zamanki adı “TUŞBA” idi. Van'ın tarihi M.Ö. 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesinin 6 km güneyinde bulunan Tilki tepe ve Van Gölünün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Bronz ve Demir devrine ait kültürel buluntulara rastlanmıştır. Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis(Şamram)'dir. Bu bölgeye önce Hurriler yerleşmişlerdir. Sonra Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Makedonyalılar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Bizanslılar hakim olmuştur. M.S. 675 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölgeye yine Bizanslılar, bunları yenen Selçuklular ve sonra İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular,Safeviler ve en sonunda Osmanlılar hâkim olmuştur.
Hurrilerin M.Ö. 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hakim oldukları görülür. M.Ö. 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Nairi ve Urartu ülkeleri ile Asurlar arasında mücadeleler başlamıştır. Urartular ve Asurlar mücadelesi IX. Yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Asurlar bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuştur.
1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Van'da yaşayan kişi sayısı 51.149 kişidir. Bunların büyük çoğunluğu (%64,6) Ermenilerden oluşmaktadır (33.053 kişi). Van'daki Kürt ve Türk nüfusu ise toplam 18.096 kişiydi ve nüfusun %35,4'ü müslümanlardan oluşmaktaydı.
Eski Van Şehri-Tuşba: Urartuların başkentliğini yapmış olan Van Kalesi(tuşba) 3000 yıllık görkemiyle hala ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartulardan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır.Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulundu. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir.Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır. Van Şehri I. Dünya Savaşı'na kadar kalenin güney kısmında surlarla çevrili bölgede kuruluydu. Bu şehrin kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Surlara ait bazı kalıntılar vardır ve sağlam olan tek kapı güneye bakan Orta Kapı'dır. Mimar Sinan'ın eseri olan Hüsrevpaşa Külliyesi han, hamam,türbe,imaret,çeşme ve medreseden oluşuyor. Bölgede sağlam kalan tek hamam bu külliyenin bir elemanı olan Çifte Hamam'dır. Eski Van'da günümüzde kullanılan tek eser Kaya Çelebi Cami'dir. Eskiden çok görkemli bir mekân olan Van Ulu Camisi ne yazık ki günümüzde yıkılmıştır ve sadece minaresi sağlam kalabilmiştir. Kızıl Cami'ninde aynı şekilde minaresi günümüze ulaşmış ve diğer bölümleri yıkılmıştır. Kentte ayrıca günümüze ulaşan S. Dsirvanor, S. Stephan, S. Vardan, s. Neshan, şehrin en eski kilisesi olan ve Çifte Kilise olarak ta anılan S. Paulos ve S. Petros Kiliseleri bulunur. Ayrıca eskiden İsa'nın çarmıhına ait bir parçanın saklandığı Meryem ana (S. haç, Tiramary) kilisesi ve Madır burcunun üstüne yapılmış Vaftizci Yahya (S. Hovhannes) kiliseleri yıkılmıştır. Hüsrev Paş hanının temelleri Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camileri arasında görülebilmektedir. Şehrin batısında bulunana Horhor bahçeleri şehrin surlar içerisindeki bahçeleri durumundaydı ve İskele Kapı'nın hemen önündeydi. Ayrıca bahçelerin yakınında halen kalıntıları olan Horhor Cami ve Medresesi bulunuyor. Evliya Çelebi'nin görkemle anlattığı kale ve Eski Van şehri şu anda ne yazık ki bakımsız bir haldedir.