biz yaşama isteğini hayvanda insandakinden daha çıplak görürüz. yaşama isteği insanda öyle çok bilgi giymiştir, iki yüzlülük becerisiyle öyle örtülmüştür ki, istencin gerçek niteliği olsa olsa rastgele, yalıtılmış durumlarda gün ışığına çıkar.
istenç, bitkide kendini çırılçıplak sergiler; ama aynı zamanda çok daha zayıf olarak, amaçsız ya da ereksiz bir varoluş için körü körüne didinme olarak gösterir. çünkü bitki, tüm varlığını ilk bakışta görülecek gibi, olanca masumluğuyla açık eder. hiç utanıp sıkılmadan üreme organlarını en üste taşıyıp görüşe açar. oysa bütün hayvanlarda eşeysel organlar, en gizli kalacakları yere yerleştirilmiştir.
bitkinin masumluğu bilgisizliğe dayanır. çünkü kabahat istemek değil, bile bile istemektir. her bitki bize ilkin yetiştiği ortamdan, iklimden, kaynaklandığı topraktan söz eder. bundan ötürü azıcık deneyimle bile, egzotik bir bitkinin tropik bir yöreden mi, ılıman bir yöreden mi olduğunu; suda mı, bataklıkta mı, dağlarda mı yoksa kırlarda mı yetiştiği kolayca bilinir. dahası her bitki kendi türüne özgü istenci dile getirir, başka bir dilde dile getirilemeyen bir şey söyler.
istenç, bitkide kendini çırılçıplak sergiler; ama aynı zamanda çok daha zayıf olarak, amaçsız ya da ereksiz bir varoluş için körü körüne didinme olarak gösterir. çünkü bitki, tüm varlığını ilk bakışta görülecek gibi, olanca masumluğuyla açık eder. hiç utanıp sıkılmadan üreme organlarını en üste taşıyıp görüşe açar. oysa bütün hayvanlarda eşeysel organlar, en gizli kalacakları yere yerleştirilmiştir.
bitkinin masumluğu bilgisizliğe dayanır. çünkü kabahat istemek değil, bile bile istemektir. her bitki bize ilkin yetiştiği ortamdan, iklimden, kaynaklandığı topraktan söz eder. bundan ötürü azıcık deneyimle bile, egzotik bir bitkinin tropik bir yöreden mi, ılıman bir yöreden mi olduğunu; suda mı, bataklıkta mı, dağlarda mı yoksa kırlarda mı yetiştiği kolayca bilinir. dahası her bitki kendi türüne özgü istenci dile getirir, başka bir dilde dile getirilemeyen bir şey söyler.