NeseLi
Yeni Üye
- Katılım
- 18 Şub 2021
- Mesajlar
- 140
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
ORDU
Ordu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Karadeniz Bölgesi'nin Orta ve Doğu Karadeniz Bölümü'nde yer alan bir ildir. 1920 yılında bağlı olduğu Trabzon'dan ayrılmış, ,4 Nisan 1920 tarihinde il statüsüne kavuşmuştur. 2010 TÜİK verilerine göre ilimizde merkez ilçeyle beraber 19 ilçe, 53 belde ve 481 köy vardır.
Tarih Kuruluş Yılı:: 1920
Nüfusu: 719.183 (2010) (İl Merkezi Nüfusu:141.341)
Yüz ölçümü: 5.963 km²
Belediye Sayısı: 53
Köy Sayısı: 481
1963-1964 yıllarında Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Prehistorya Tarihi Kürsüsü Prof. I. Kılıç KÖKTEN'in Ordu'da yaptığı arkeolojik kazı ve tetkiklere göre Ordu ilinde yerleşmeye ve medeniyet eserlerinin verilmesine M.Ö. 15 bin yıllarında başlanmıştır. Yine en eski yerleşme sahalarından biri de Mesudiye ilçesidir. Bu ilçe de prehistorya ve daha sonraki eski tunç devrine ait birçok buluntular ele geçmiştir. Bölgede dolayısıyla Hitit ve Friglerin de hakimiyeti görülmektedir.
Ordu şehrinde ilk yerleşme M.Ö.VIII. yüzyılında Miletli kolonistlerce başlatılmıştır. Miletli kolonistlerce Kotyora (Cotyora) ismi ile kurulan ilk şehrin yeri bugün bilinmemektedir. Ordu toprakları Medler ve Perslerin yaşantısına da sahne olmuştur. M.Ö.400 yıllarında 10 binlerin Ric'atı sırasında Ordu'nun antik şehre gelişi ve meşhur Ksenefon'un nutuklarına sahne oluşu önemli bir olaydır. Helenistik, Roma, Bizanslıların hüküm sürdüğü Cotyora zamanla önemini ve canlılığını yitirmeye başlamıştır. O tarihlerden sonra Kipçak/Kuman, Selçuklu Türkleri (Ayazoğulları, Danişmentliler, Hacı Emiroğulları) tarafından Osmanlıların hakimiyeti altına geçen Ordu ili Cotyora'dan sonra 14. yüzyıl ortalarına doğru şehrin 4 km güneyinde bugünkü Eskipazar'da Bayramlı adıyla kuruldu. Bayramlı kasabası 18. yüzyıl başlarında eski canlılığını kaybedince batıda bucak adıyla yeni bir ilçe merkezi doğdu. Bucak adı 1869-1870'de Ordu adına çevrildi. Bu yeni ilçe merkezine Bolaman, Perşembe, Ulubey, Hansamana (Gölköy) ve Aybastı bucakları bağlı idi.
Ordu ilçesi 1920 yılına kadar Trabzon Vilayetine bağlı bir kaza merkezi iken 17 Nisan 1920 tarih ve 69 sayılı "Ordu Müstakil Livası Teşkiline Dair Kanunla" merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağına bağlı olan Fatsa kazası da Ordu'ya bağlanmış ve müstakil Ordu Livası teşkil edilmiştir. 1923 yılında sancak adı vilayet olarak değiştirilerek bugünkü mülki taksimata Ordu vilayeti olarak yerini almış bulunmaktadır. Bugün bilindiği gibi 18 ilçesi 5 bucağı 65 belediyesi 505 köyü ve 327 mahallesi bulunmaktadır. Doğu Karadeniz bölgesinin eşsiz doğa güzelliklerini sinesinde toplayan Ordu ilimizin ilçeleri; Akkuş, Aybastı, Çamaş, Çatalpınar, Çaybaşı, Fatsa, Gölköy, Gülyalı, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz, Kabataş, Korgan, Kumru, Mesudiye, Perşembe, Ulubey ve Ünye'dir. Doğal güzellikleri ile geleceğin turizm cenneti olmaya aday bir yapısı vardır. Yaylaları,tarihi eserleri (Habsamana Kalesi, 52 basamaklı su sarnıcı, tarihi hamam) ve gölleri ile ünlü Gölköy ilçesi, görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir. Özellikle Cihadiye Köyü yayla meraklılarının son yıllardaki en önemli uğrak yeri olmuştur.
Hitit Tabletlerine göre
M.Ö. 17. yüzyılda Ordu, Kaşkaların ülkesi ve Hitit hakimiyetinde idi (M.Ö. 1700-1200). Hititlerden sonra bölgeye Frigler (M.Ö. 1200-670), sonra da Kimmerler hakim oldu (M.Ö. 676-546). Yunan tarihçi Ksenophon "Onbinlerin Dönüşü" adlı eserinde (M.Ö.431) Ordu yöresinin yerli halkı olarak Mossinoikler, Khalibler ve Tibarenler'den bahseder.
Asurlu bir halk olan Tibarenler, Çarşamba-Ordu arasında yaşıyorlardı. Giresun-Ordu arasında yaşayan Khalibler, daha sonra batıya doğru demir madeninin bol olduğu Tibaren ülkesine yayıldılar; merkezleri Ünye olmuştur.
Kimmerler döneminde Miletoslular yörenin kıyı kesiminde ticaret kolonileri kurdular. Kimmerler'den sonra hakimiyet Med ve Perslerin (M.Ö. 547-334) eline geçti. Pers hakimiyetine Makedonyalı İskender son verdi. Bundan sonra bölge 50 yıl kadar yerli aşiret reisleri tarafından yönetildi. M.Ö.280'de İran kökenli yerli krallardan Mithridates'in kurduğu Pontus krallığının M.Ö. 280-M.S. 63 tarihleri arasında üç buçuk asırlık ömür sürmüştür ama hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Vl. Mithridates'in oğlu Pharnakes'in bu bölgeye hakim olduğu ve adından dolayı buralara Pharnakia dendiği biliniyor. Bu kral 25 yıl Romalılara direndi ve sonunda teslim oldu. Böylece Pontus kıyıları Roma ve Bizans hakimiyetine geçti.
Bölgenin etnik yapısını değiştiren asıl olgu, bu siyasi olaylar değil, M.S. 324 yılında bölgede Hristiyanlığın yayılması, yerli halkların hristiyanlaştırılması ve Yunan dilini öğrenmeye başlamışlardır.
Latinlerin Bizans'ın başkenti Konstantinopolis (İstanbul)'i 1204 yılında ele geçirmesi üzerine, Komnenos ailesinden Aleksios ve David, Gürcülerin de yardımıyla Trabzon Devleti'ni (1204-1461) kurdu. Bu devleti Fatih Sultan Mehmet ortadan kaldırdı. Fakat Ordu ve yöresi Osmanlılar tarafından değil, 1270'lerden 1380'lere kadar uzanan uzun bir süreç içinde diğer Türk gruplarının, özellikle Hacı Emiroğullarının mücadeleleri sonucunda fethedildi. XII. yüzyılın başında, Karadeniz'in Samsun'dan Rize'ye ve Canik Dağları zirvesinden sahile uzanan bölgesinde Trabzon Devleti (1204–1461) vardı. İstanbul Latinlerin elindeydi. Batı Anadolu'da İznik Devleti kurulmuştu. Bunlar dışında bütün Anadolu Selçuklular tarafından XI. yüzyıldan bu yana Türk iskanına açılmış ve burada güçlü bir Müslüman Türk medeniyeti kurulmuştu. Sinop'tan Karadeniz'e açılan Selçuklu Devleti şüphesiz Trabzon'u tehdit ediyordu.
1223' te Selçuklular tarafından gerçekleştirilen Trabzon seferi, sonuç vermedi. Bununla birlikte, Trabzon Devleti genel olarak Selçuklulara bağımlı idi. Ne var ki, iki devlet arasındaki barış içinde devam eden yaşama süreci, ancak 1243 yılında Anadolu'nun İlhanlılar tarafından istilasına kadar devam etmiştir.
Anadolu'daki Moğol hakimiyeti kısa sürdü, fakat bölge yapısında büyük değişmelere yol açmıştır. Bu değişmenin en önemli sebebi, Moğol istilasıyla birlikte çok sayıda Türk aşiretinin XI. yüzyılda olduğu gibi, Anadolu'ya göç etmiş olmasıydı.
İlhanlılar bu aşireti kontrol altına almakta zorlandı. Zaten son İlhanlı valileri de merkeze karşı isyan ettiler. İşte bu iki sebeple, XIII. yüzyılın ikinci yarısında ve XIV. yüzyılın başlarında Anadolu'da birçok Türk Beyliği kuruldu.
Bu beyliklerden Trabzon Devleti'ne sınırdaş olanlar arasında Sivas'ta Eratnalıların yerine geçen Kadı Burhaneddin Devleti, Ayazma Beyliği (Ayazoğulları),Bayburt ve Erzincan Beyleri, merkezi Milas (Mesudiye) olan Hacı Emiroğulları Beyliği ve merkezi Niksar olan Taceddinoğulları Beyliği vardı. Trabzonlular, bu devlet ve halklarla ve yine Doğu Anadolu'da bir Türk konfederasyonu olan Akkoyunlularla ilişki içindeydiler.
Ordu ve çevresinin Türkler tarafından fethedildiği XIV. yüzyılda, Trabzon Devleti'nin çevresindeki Türk Beylikleriyle ilişkileri hakkındaki araştırmaları bulunan Trabzon saray tarihçisi Panaretos'un Kronik'i ile Kadı Burhaneddin'in yakını olan Aziz b. Erdeşir-i Esterabadi'nin Bezm u Remz adlı eserleri; Ordu tarihi hakkında bize bilgi veren nadir eserlerdir.
Bu kaynaklardaki verilere göre, Trabzon İmparatorluğu'nun XIV. yüzyıl boyunca Türklerle sürekli çatışma halinde olduğunu, yüzyılın ilk yarısında karşılıklı baskınlarla devam eden ilişkilerin, daha sonraki dönemde Trabzon İmparatorunun kızlarını Türk Beyleriyle evlendirmek suretiyle akrabalık ilişkilerini geliştirip barış ortamı yaratmaya çalıştıklarını, bununla birlikte baskın ve çatışmaların yine de devam ettiği görülmektedir.
1276'da Karamanlı Mehmed Bey'in Konya üzerine yürümesini fırsat bilen Trabzon İmparatoru, 1277'de denizden Sinop'a saldırmış, ancak Çepniler tarafından bozguna uğratılmıştır, bunun üzerine bazı Türk grupları Samsun sahil şeridini takiben doğuya doğru ilerlemişler; Karadeniz dağlarında yayla yapan Türk grupları ise, Harşit Deresi, Aksu, Melet Suyu, Bolaman Deresi ve benzeri vadilerden sahile doğru inmeye başlamışlardır. Yaylalardan sahile uzanan mesafe 70-80 km civarındadır. Bu kadar kısa bir mesafe, muhtemelen arazinin dağlık olması sebebiyle, ancak 120 yıllık bir zaman dilimi içinde fethedilebilmiştir. 1297-1380 yılları arasındaki 20 civarındaki çatışma, Panaretos'un Günlüğü'nde anlatılmaktadır. İşte bu çatışmalarla Hacıemiroğulları Beylerinden Bayram ve Süleyman Beyler, 1396 yılında Orta Karadeniz Bölgesini bir daha geri dönmemek üzere fethetmişlerdir. Türkler bölgeye bütün varlıklarıyla, aileleriyle birlikte yerleşmişler, toplu bir iskan politikası uygulayarak kendi düzenlerini kurmuşlardır.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455 yılında yaptırılan ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan bu Tahrir Defterine göre Ordu yöresinin resmi adı, Vilayet-i Canik Bayramlu me'a İskefsir ve Milas'tır. Bu adlar Bölükler biçiminde örgütlenen bir Ordu'nun, Ordu yöresini tuttuğunu ve iskan ettiğini açıkça göstermektedir.
Ordu Bölgesi Hacı Emiroğulları tarafından kesin olarak 1390'larda, yani 1455 yılı tahririnden 65 yıl önce feth ve iskan edilmiştir. İşte bu bölükler, askeri birlikler tarzında örgütlenerek bölgeyi feth ettikten sonra buralara yerleşen boy ve oymaklardır. Her bölüğün yerleştiği kısım bir idari birim olmuş ve fetih sırasında başlarında bulunan kişinin adı idari birime ad olarak verilmiştir. Mesela; Bucak Bedir(lü), Ebulhayr Kethüda, Alibeğece, Fidaverende gibi.
İdari birim adları arasında, şahıs adları dışında altı ad vardır. Bunlardan biri, Ordu bi ismi Alevi'dir. Bu, Hacı Emiroğulları ailesinin mensup olduğu cemaatin adıdır. Bunlar da ayrı bir bölük oluşturmaktadır. Bu ad aslında, Türklerin devlet merkezini Ordu olaak adlandırması geleneğinden gelmektedir. Taceddinoğulları Beyliğinin merkezi olan ve bugün hala Çarşamba'nın güneyinde varlığını koruyan köyün adı Ordu'dur. Diğerleri Elmalu, Kıruk-ili, Milas (Mesudiye), Hafsamana (Gölköy) ve Bolaman'dır.
Ordu yöresinin fethi, profesyonel orduların bir ülkeyi veya bölgeyi fethine benzemez çünkü asker nitelikli değil aile fertlerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Yurt olarak benimsenmiştir. Selçuklular döneminde, Anadolu'nun büyük bir bölümünde uygulanan ve bu ülkedeki nüfus ve kültür yapısının temelini oluşturan fetih ve iskan biçimidir (Prof. Dr. Bahaeddin Yedıyıldız).
Komşuları: Ordu ili, doğusunda Giresun, batısında Samsun, güneyinde Sivas ve Tokat illeri ile komşudur.
Tarihi ve Doğal Varlıklar
Ulugöl: Gölköy ilçe merkezine 17 km mesafede bulunan krater gölüdür. 250 m çapında olan gölde yaban ördeği avı yapılmaktadır. Çevresi ormanlarla kaplıdır. Kamp yapmaya uygundur. Turizme açma çalışmaları devam etmektedir.
Hoynat Adası: Perşembe ilçemizin en önemli tarihi unsurlarından biridir. Martı ve karabatak kuşlarının yaşadığı kuş cennetidir. Tepeli karabatakların yurdumuzda yuva yaptığı tek yer olarak bilinmektedir.
Ünye Kalesi: İlimiz Ünye ilçesinde Ünye-Niksar karayolunun 7. kilometresinde yolun solunda kalan, bir tepenin üzerinde kurulu, ilçenin 5 km güney doğusunda, 2500 yıllık bir kaledir. Kale köy sınırları içindedir.
Gölköy Kalesi: Gölköy ilçesi Kale mahallesinde yer alır. Tek kapılı geniş alana sahip olarak inşa edilmiştir. İlçeye hakim durumda, gözetleme ve savunmaya elverişli olarak yapılmıştır. Kale girişinin solunda silindir şekilli bir burç ve gözetleme kulesi yer almaktadır. 1997 yılında UNESCO tarafından Dünya Antik Eserler Listesi'ne alınmıştır.
Bolaman Kalesi: Doğu Karadeniz kıyısında zincirleme bir şekilde inşa edilmiş kaledir. Gözetleme ve karakol görevi için, iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İç kale kalenin batı ucunda yer almakta, çok yüksek duvarlardan oluşmuş, kesme taşlar kullanılmıştır. İç kale üzerine 18. yüzyılda ahşap bir konak yapılmıştır. Kademoğlu Konağı olarak bilinen bu ev, iç kale üzerine çift cumbalı olarak yapılmıştır. Bölgemizin sivil mimarlık örneğini teşkil eder.
Taşbaşı Kültür Merkezi (Eski Cezaevi-Kilise): Ordu il Merkezi Taşbaşı Mahallesi, kentsel SİT alanı içerisindedir. 1853 yılında yapılmıştır. 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi): Ordu Müzesi, il merkezinde Selimiye Mahallesinde (Boztepe yolu üzerinde) bulunmaktadır. İlimizdeki tescilli eserler arasında son derece zengin bir taş işçiliğine sahip konak 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yapılmıştır. 19.yy. sivil mimarimizin en güzel örneğini teşkil eden konak, zemin ile beraber üç katlıdır.
Paşaoğlu Konağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırılmış, 1987 yılında onarımı tamamlanan konak "Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi" olarak hizmete açılmıştır. 2.121 adet eser bulunmaktadır.
Osman Paşa Şadırvanı: Aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında yaptırılmıştır. 1937 yılında yıktırılmış, 1997 yılında Ordulu işadamı Fahri Çelebi tarafından Ordu Belediyesi öncülüğünde aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Ülkemizde sütunları en yüksek şadırvanıdır.
Boztepe: Ordu şehri Boztepe'nin yamaçlarına serilmiştir. Denizden 550 m yükseklikte olup, ilimizin tüm güzelliklerini, Karadeniz'in muhteşemliğini Boztepe'den seyretmek doyumsuzdur. İl merkezine 6 km asfalt yolla ulaşmak mümkündür. Yeme-içme ve dinlenme tesisleri ile ormanlık piknik alanları mevcuttur.
Yasonburnu Yarımadası: Perşembe ilçe merkezine 15, il merkezine 28 km mesafede Çaytepe köyü sınırları içindedir. Yasonburnu üzerinde 1869 yılında yapılmış bir kilise mevcuttur.
Çaka Kumsalı ve Mesire Yeri: Perşembe ilçesinin en doğal köşelerinden biri olan Çaka Kumsalı Hoynat adası yakınındadır. Ekolojik kirlilikten uzak kalmış nadir plajlardandır. Çaka beyaz kum plajında her türlü ihtiyaca cevap verecek tesisler bulunmaktadır.
Efirli Plajı: Perşembe ilçesinin doğusunda Ordu il sınırları içinde bulunan Efirli Plajı, uzun yıllardan beri ilimizin önemli tatil yerlerinden biridir. Kamuya ait tatil kamp yerleri ile bilinen Efirli plajında yaz aylarında yeme-içme yerleri, müzik, eğlence mekanları hizmet vermektedir. Plajda gözetleme kulesi, cankurtaran ve atlama iskelesi bulunur.
Kaplıcalar: ilimizde şifalı sular içerisinde en önemlisi Fatsa ilçesindeki Sarmaşık Kaplıcalarıdır.
Fatsa'nın doğusundaki Bolaman Çayından sonra 10 km'lik stabilize yolla ulaşılan Ordu İl Özel idaresine ait 85 oda, 236 yataklı bir tesis ile hamam ve sıra banyolar bulunmaktadır.
Coğrafya Ordu il merkezi 41° kuzey paraleli ve 37° ve 38° doğu meridyenleri arasında, Karadeniz Bölgesi'nin, Doğu Karadeniz bölümünde yer almaktadır. İlin kuzeyini Kuzey Anadolu dağlarının kıyı sıraları kaplamaktadır. Kıyılara yakın tepelerle başlayan bu dağlar içeri doğru gitikce yükselir. Ordu, Giresun ve Sivas ilinin birbirlerine komşu olduğu kesimde 3.000 m yi bulmaktadır. Ordu ili ve Giresun aynı il gibilerdir. İlin en yüksek tepesi giresun sınırına yakın olan Aşut Obası'ndaki Gönderiç Tepesi'dir.
İklim Ordu ilinde Karadeniz iklimi görülmektedir. Ancak arkadan geçen dağ yükseltilerinin azalmasıyla kışın soğuk günlerin sayısı bir iki günle sınırlıdır. İlin iç kesimdeki ilçelerine yükseltinin artmasıyla beraber soğuk buralarda daha şiddetlidir. Kışın iç kesimlerdeki ilçelerde 6 ay boyunca kar yağar. Özellikle merkez yaylalarına çok kar yağmakla beraber çokta soğuk olmaktadır. Bunlara Çambaşı yaylası Beşiktaşı yaylası ve Sarı obası yaylası örnek olarak gösterilir; kar buralarda mayıs ayına kadar erimez.
Ordu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Karadeniz Bölgesi'nin Orta ve Doğu Karadeniz Bölümü'nde yer alan bir ildir. 1920 yılında bağlı olduğu Trabzon'dan ayrılmış, ,4 Nisan 1920 tarihinde il statüsüne kavuşmuştur. 2010 TÜİK verilerine göre ilimizde merkez ilçeyle beraber 19 ilçe, 53 belde ve 481 köy vardır.
Tarih Kuruluş Yılı:: 1920
Nüfusu: 719.183 (2010) (İl Merkezi Nüfusu:141.341)
Yüz ölçümü: 5.963 km²
Belediye Sayısı: 53
Köy Sayısı: 481
1963-1964 yıllarında Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Prehistorya Tarihi Kürsüsü Prof. I. Kılıç KÖKTEN'in Ordu'da yaptığı arkeolojik kazı ve tetkiklere göre Ordu ilinde yerleşmeye ve medeniyet eserlerinin verilmesine M.Ö. 15 bin yıllarında başlanmıştır. Yine en eski yerleşme sahalarından biri de Mesudiye ilçesidir. Bu ilçe de prehistorya ve daha sonraki eski tunç devrine ait birçok buluntular ele geçmiştir. Bölgede dolayısıyla Hitit ve Friglerin de hakimiyeti görülmektedir.
Ordu şehrinde ilk yerleşme M.Ö.VIII. yüzyılında Miletli kolonistlerce başlatılmıştır. Miletli kolonistlerce Kotyora (Cotyora) ismi ile kurulan ilk şehrin yeri bugün bilinmemektedir. Ordu toprakları Medler ve Perslerin yaşantısına da sahne olmuştur. M.Ö.400 yıllarında 10 binlerin Ric'atı sırasında Ordu'nun antik şehre gelişi ve meşhur Ksenefon'un nutuklarına sahne oluşu önemli bir olaydır. Helenistik, Roma, Bizanslıların hüküm sürdüğü Cotyora zamanla önemini ve canlılığını yitirmeye başlamıştır. O tarihlerden sonra Kipçak/Kuman, Selçuklu Türkleri (Ayazoğulları, Danişmentliler, Hacı Emiroğulları) tarafından Osmanlıların hakimiyeti altına geçen Ordu ili Cotyora'dan sonra 14. yüzyıl ortalarına doğru şehrin 4 km güneyinde bugünkü Eskipazar'da Bayramlı adıyla kuruldu. Bayramlı kasabası 18. yüzyıl başlarında eski canlılığını kaybedince batıda bucak adıyla yeni bir ilçe merkezi doğdu. Bucak adı 1869-1870'de Ordu adına çevrildi. Bu yeni ilçe merkezine Bolaman, Perşembe, Ulubey, Hansamana (Gölköy) ve Aybastı bucakları bağlı idi.
Ordu ilçesi 1920 yılına kadar Trabzon Vilayetine bağlı bir kaza merkezi iken 17 Nisan 1920 tarih ve 69 sayılı "Ordu Müstakil Livası Teşkiline Dair Kanunla" merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağına bağlı olan Fatsa kazası da Ordu'ya bağlanmış ve müstakil Ordu Livası teşkil edilmiştir. 1923 yılında sancak adı vilayet olarak değiştirilerek bugünkü mülki taksimata Ordu vilayeti olarak yerini almış bulunmaktadır. Bugün bilindiği gibi 18 ilçesi 5 bucağı 65 belediyesi 505 köyü ve 327 mahallesi bulunmaktadır. Doğu Karadeniz bölgesinin eşsiz doğa güzelliklerini sinesinde toplayan Ordu ilimizin ilçeleri; Akkuş, Aybastı, Çamaş, Çatalpınar, Çaybaşı, Fatsa, Gölköy, Gülyalı, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz, Kabataş, Korgan, Kumru, Mesudiye, Perşembe, Ulubey ve Ünye'dir. Doğal güzellikleri ile geleceğin turizm cenneti olmaya aday bir yapısı vardır. Yaylaları,tarihi eserleri (Habsamana Kalesi, 52 basamaklı su sarnıcı, tarihi hamam) ve gölleri ile ünlü Gölköy ilçesi, görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir. Özellikle Cihadiye Köyü yayla meraklılarının son yıllardaki en önemli uğrak yeri olmuştur.
Hitit Tabletlerine göre
M.Ö. 17. yüzyılda Ordu, Kaşkaların ülkesi ve Hitit hakimiyetinde idi (M.Ö. 1700-1200). Hititlerden sonra bölgeye Frigler (M.Ö. 1200-670), sonra da Kimmerler hakim oldu (M.Ö. 676-546). Yunan tarihçi Ksenophon "Onbinlerin Dönüşü" adlı eserinde (M.Ö.431) Ordu yöresinin yerli halkı olarak Mossinoikler, Khalibler ve Tibarenler'den bahseder.
Asurlu bir halk olan Tibarenler, Çarşamba-Ordu arasında yaşıyorlardı. Giresun-Ordu arasında yaşayan Khalibler, daha sonra batıya doğru demir madeninin bol olduğu Tibaren ülkesine yayıldılar; merkezleri Ünye olmuştur.
Kimmerler döneminde Miletoslular yörenin kıyı kesiminde ticaret kolonileri kurdular. Kimmerler'den sonra hakimiyet Med ve Perslerin (M.Ö. 547-334) eline geçti. Pers hakimiyetine Makedonyalı İskender son verdi. Bundan sonra bölge 50 yıl kadar yerli aşiret reisleri tarafından yönetildi. M.Ö.280'de İran kökenli yerli krallardan Mithridates'in kurduğu Pontus krallığının M.Ö. 280-M.S. 63 tarihleri arasında üç buçuk asırlık ömür sürmüştür ama hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Vl. Mithridates'in oğlu Pharnakes'in bu bölgeye hakim olduğu ve adından dolayı buralara Pharnakia dendiği biliniyor. Bu kral 25 yıl Romalılara direndi ve sonunda teslim oldu. Böylece Pontus kıyıları Roma ve Bizans hakimiyetine geçti.
Bölgenin etnik yapısını değiştiren asıl olgu, bu siyasi olaylar değil, M.S. 324 yılında bölgede Hristiyanlığın yayılması, yerli halkların hristiyanlaştırılması ve Yunan dilini öğrenmeye başlamışlardır.
Latinlerin Bizans'ın başkenti Konstantinopolis (İstanbul)'i 1204 yılında ele geçirmesi üzerine, Komnenos ailesinden Aleksios ve David, Gürcülerin de yardımıyla Trabzon Devleti'ni (1204-1461) kurdu. Bu devleti Fatih Sultan Mehmet ortadan kaldırdı. Fakat Ordu ve yöresi Osmanlılar tarafından değil, 1270'lerden 1380'lere kadar uzanan uzun bir süreç içinde diğer Türk gruplarının, özellikle Hacı Emiroğullarının mücadeleleri sonucunda fethedildi. XII. yüzyılın başında, Karadeniz'in Samsun'dan Rize'ye ve Canik Dağları zirvesinden sahile uzanan bölgesinde Trabzon Devleti (1204–1461) vardı. İstanbul Latinlerin elindeydi. Batı Anadolu'da İznik Devleti kurulmuştu. Bunlar dışında bütün Anadolu Selçuklular tarafından XI. yüzyıldan bu yana Türk iskanına açılmış ve burada güçlü bir Müslüman Türk medeniyeti kurulmuştu. Sinop'tan Karadeniz'e açılan Selçuklu Devleti şüphesiz Trabzon'u tehdit ediyordu.
1223' te Selçuklular tarafından gerçekleştirilen Trabzon seferi, sonuç vermedi. Bununla birlikte, Trabzon Devleti genel olarak Selçuklulara bağımlı idi. Ne var ki, iki devlet arasındaki barış içinde devam eden yaşama süreci, ancak 1243 yılında Anadolu'nun İlhanlılar tarafından istilasına kadar devam etmiştir.
Anadolu'daki Moğol hakimiyeti kısa sürdü, fakat bölge yapısında büyük değişmelere yol açmıştır. Bu değişmenin en önemli sebebi, Moğol istilasıyla birlikte çok sayıda Türk aşiretinin XI. yüzyılda olduğu gibi, Anadolu'ya göç etmiş olmasıydı.
İlhanlılar bu aşireti kontrol altına almakta zorlandı. Zaten son İlhanlı valileri de merkeze karşı isyan ettiler. İşte bu iki sebeple, XIII. yüzyılın ikinci yarısında ve XIV. yüzyılın başlarında Anadolu'da birçok Türk Beyliği kuruldu.
Bu beyliklerden Trabzon Devleti'ne sınırdaş olanlar arasında Sivas'ta Eratnalıların yerine geçen Kadı Burhaneddin Devleti, Ayazma Beyliği (Ayazoğulları),Bayburt ve Erzincan Beyleri, merkezi Milas (Mesudiye) olan Hacı Emiroğulları Beyliği ve merkezi Niksar olan Taceddinoğulları Beyliği vardı. Trabzonlular, bu devlet ve halklarla ve yine Doğu Anadolu'da bir Türk konfederasyonu olan Akkoyunlularla ilişki içindeydiler.
Ordu ve çevresinin Türkler tarafından fethedildiği XIV. yüzyılda, Trabzon Devleti'nin çevresindeki Türk Beylikleriyle ilişkileri hakkındaki araştırmaları bulunan Trabzon saray tarihçisi Panaretos'un Kronik'i ile Kadı Burhaneddin'in yakını olan Aziz b. Erdeşir-i Esterabadi'nin Bezm u Remz adlı eserleri; Ordu tarihi hakkında bize bilgi veren nadir eserlerdir.
Bu kaynaklardaki verilere göre, Trabzon İmparatorluğu'nun XIV. yüzyıl boyunca Türklerle sürekli çatışma halinde olduğunu, yüzyılın ilk yarısında karşılıklı baskınlarla devam eden ilişkilerin, daha sonraki dönemde Trabzon İmparatorunun kızlarını Türk Beyleriyle evlendirmek suretiyle akrabalık ilişkilerini geliştirip barış ortamı yaratmaya çalıştıklarını, bununla birlikte baskın ve çatışmaların yine de devam ettiği görülmektedir.
1276'da Karamanlı Mehmed Bey'in Konya üzerine yürümesini fırsat bilen Trabzon İmparatoru, 1277'de denizden Sinop'a saldırmış, ancak Çepniler tarafından bozguna uğratılmıştır, bunun üzerine bazı Türk grupları Samsun sahil şeridini takiben doğuya doğru ilerlemişler; Karadeniz dağlarında yayla yapan Türk grupları ise, Harşit Deresi, Aksu, Melet Suyu, Bolaman Deresi ve benzeri vadilerden sahile doğru inmeye başlamışlardır. Yaylalardan sahile uzanan mesafe 70-80 km civarındadır. Bu kadar kısa bir mesafe, muhtemelen arazinin dağlık olması sebebiyle, ancak 120 yıllık bir zaman dilimi içinde fethedilebilmiştir. 1297-1380 yılları arasındaki 20 civarındaki çatışma, Panaretos'un Günlüğü'nde anlatılmaktadır. İşte bu çatışmalarla Hacıemiroğulları Beylerinden Bayram ve Süleyman Beyler, 1396 yılında Orta Karadeniz Bölgesini bir daha geri dönmemek üzere fethetmişlerdir. Türkler bölgeye bütün varlıklarıyla, aileleriyle birlikte yerleşmişler, toplu bir iskan politikası uygulayarak kendi düzenlerini kurmuşlardır.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455 yılında yaptırılan ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan bu Tahrir Defterine göre Ordu yöresinin resmi adı, Vilayet-i Canik Bayramlu me'a İskefsir ve Milas'tır. Bu adlar Bölükler biçiminde örgütlenen bir Ordu'nun, Ordu yöresini tuttuğunu ve iskan ettiğini açıkça göstermektedir.
Ordu Bölgesi Hacı Emiroğulları tarafından kesin olarak 1390'larda, yani 1455 yılı tahririnden 65 yıl önce feth ve iskan edilmiştir. İşte bu bölükler, askeri birlikler tarzında örgütlenerek bölgeyi feth ettikten sonra buralara yerleşen boy ve oymaklardır. Her bölüğün yerleştiği kısım bir idari birim olmuş ve fetih sırasında başlarında bulunan kişinin adı idari birime ad olarak verilmiştir. Mesela; Bucak Bedir(lü), Ebulhayr Kethüda, Alibeğece, Fidaverende gibi.
İdari birim adları arasında, şahıs adları dışında altı ad vardır. Bunlardan biri, Ordu bi ismi Alevi'dir. Bu, Hacı Emiroğulları ailesinin mensup olduğu cemaatin adıdır. Bunlar da ayrı bir bölük oluşturmaktadır. Bu ad aslında, Türklerin devlet merkezini Ordu olaak adlandırması geleneğinden gelmektedir. Taceddinoğulları Beyliğinin merkezi olan ve bugün hala Çarşamba'nın güneyinde varlığını koruyan köyün adı Ordu'dur. Diğerleri Elmalu, Kıruk-ili, Milas (Mesudiye), Hafsamana (Gölköy) ve Bolaman'dır.
Ordu yöresinin fethi, profesyonel orduların bir ülkeyi veya bölgeyi fethine benzemez çünkü asker nitelikli değil aile fertlerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Yurt olarak benimsenmiştir. Selçuklular döneminde, Anadolu'nun büyük bir bölümünde uygulanan ve bu ülkedeki nüfus ve kültür yapısının temelini oluşturan fetih ve iskan biçimidir (Prof. Dr. Bahaeddin Yedıyıldız).
Komşuları: Ordu ili, doğusunda Giresun, batısında Samsun, güneyinde Sivas ve Tokat illeri ile komşudur.
Tarihi ve Doğal Varlıklar
Ulugöl: Gölköy ilçe merkezine 17 km mesafede bulunan krater gölüdür. 250 m çapında olan gölde yaban ördeği avı yapılmaktadır. Çevresi ormanlarla kaplıdır. Kamp yapmaya uygundur. Turizme açma çalışmaları devam etmektedir.
Hoynat Adası: Perşembe ilçemizin en önemli tarihi unsurlarından biridir. Martı ve karabatak kuşlarının yaşadığı kuş cennetidir. Tepeli karabatakların yurdumuzda yuva yaptığı tek yer olarak bilinmektedir.
Ünye Kalesi: İlimiz Ünye ilçesinde Ünye-Niksar karayolunun 7. kilometresinde yolun solunda kalan, bir tepenin üzerinde kurulu, ilçenin 5 km güney doğusunda, 2500 yıllık bir kaledir. Kale köy sınırları içindedir.
Gölköy Kalesi: Gölköy ilçesi Kale mahallesinde yer alır. Tek kapılı geniş alana sahip olarak inşa edilmiştir. İlçeye hakim durumda, gözetleme ve savunmaya elverişli olarak yapılmıştır. Kale girişinin solunda silindir şekilli bir burç ve gözetleme kulesi yer almaktadır. 1997 yılında UNESCO tarafından Dünya Antik Eserler Listesi'ne alınmıştır.
Bolaman Kalesi: Doğu Karadeniz kıyısında zincirleme bir şekilde inşa edilmiş kaledir. Gözetleme ve karakol görevi için, iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İç kale kalenin batı ucunda yer almakta, çok yüksek duvarlardan oluşmuş, kesme taşlar kullanılmıştır. İç kale üzerine 18. yüzyılda ahşap bir konak yapılmıştır. Kademoğlu Konağı olarak bilinen bu ev, iç kale üzerine çift cumbalı olarak yapılmıştır. Bölgemizin sivil mimarlık örneğini teşkil eder.
Taşbaşı Kültür Merkezi (Eski Cezaevi-Kilise): Ordu il Merkezi Taşbaşı Mahallesi, kentsel SİT alanı içerisindedir. 1853 yılında yapılmıştır. 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi): Ordu Müzesi, il merkezinde Selimiye Mahallesinde (Boztepe yolu üzerinde) bulunmaktadır. İlimizdeki tescilli eserler arasında son derece zengin bir taş işçiliğine sahip konak 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yapılmıştır. 19.yy. sivil mimarimizin en güzel örneğini teşkil eden konak, zemin ile beraber üç katlıdır.
Paşaoğlu Konağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırılmış, 1987 yılında onarımı tamamlanan konak "Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi" olarak hizmete açılmıştır. 2.121 adet eser bulunmaktadır.
Osman Paşa Şadırvanı: Aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında yaptırılmıştır. 1937 yılında yıktırılmış, 1997 yılında Ordulu işadamı Fahri Çelebi tarafından Ordu Belediyesi öncülüğünde aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Ülkemizde sütunları en yüksek şadırvanıdır.
Boztepe: Ordu şehri Boztepe'nin yamaçlarına serilmiştir. Denizden 550 m yükseklikte olup, ilimizin tüm güzelliklerini, Karadeniz'in muhteşemliğini Boztepe'den seyretmek doyumsuzdur. İl merkezine 6 km asfalt yolla ulaşmak mümkündür. Yeme-içme ve dinlenme tesisleri ile ormanlık piknik alanları mevcuttur.
Yasonburnu Yarımadası: Perşembe ilçe merkezine 15, il merkezine 28 km mesafede Çaytepe köyü sınırları içindedir. Yasonburnu üzerinde 1869 yılında yapılmış bir kilise mevcuttur.
Çaka Kumsalı ve Mesire Yeri: Perşembe ilçesinin en doğal köşelerinden biri olan Çaka Kumsalı Hoynat adası yakınındadır. Ekolojik kirlilikten uzak kalmış nadir plajlardandır. Çaka beyaz kum plajında her türlü ihtiyaca cevap verecek tesisler bulunmaktadır.
Efirli Plajı: Perşembe ilçesinin doğusunda Ordu il sınırları içinde bulunan Efirli Plajı, uzun yıllardan beri ilimizin önemli tatil yerlerinden biridir. Kamuya ait tatil kamp yerleri ile bilinen Efirli plajında yaz aylarında yeme-içme yerleri, müzik, eğlence mekanları hizmet vermektedir. Plajda gözetleme kulesi, cankurtaran ve atlama iskelesi bulunur.
Kaplıcalar: ilimizde şifalı sular içerisinde en önemlisi Fatsa ilçesindeki Sarmaşık Kaplıcalarıdır.
Fatsa'nın doğusundaki Bolaman Çayından sonra 10 km'lik stabilize yolla ulaşılan Ordu İl Özel idaresine ait 85 oda, 236 yataklı bir tesis ile hamam ve sıra banyolar bulunmaktadır.
Coğrafya Ordu il merkezi 41° kuzey paraleli ve 37° ve 38° doğu meridyenleri arasında, Karadeniz Bölgesi'nin, Doğu Karadeniz bölümünde yer almaktadır. İlin kuzeyini Kuzey Anadolu dağlarının kıyı sıraları kaplamaktadır. Kıyılara yakın tepelerle başlayan bu dağlar içeri doğru gitikce yükselir. Ordu, Giresun ve Sivas ilinin birbirlerine komşu olduğu kesimde 3.000 m yi bulmaktadır. Ordu ili ve Giresun aynı il gibilerdir. İlin en yüksek tepesi giresun sınırına yakın olan Aşut Obası'ndaki Gönderiç Tepesi'dir.
İklim Ordu ilinde Karadeniz iklimi görülmektedir. Ancak arkadan geçen dağ yükseltilerinin azalmasıyla kışın soğuk günlerin sayısı bir iki günle sınırlıdır. İlin iç kesimdeki ilçelerine yükseltinin artmasıyla beraber soğuk buralarda daha şiddetlidir. Kışın iç kesimlerdeki ilçelerde 6 ay boyunca kar yağar. Özellikle merkez yaylalarına çok kar yağmakla beraber çokta soğuk olmaktadır. Bunlara Çambaşı yaylası Beşiktaşı yaylası ve Sarı obası yaylası örnek olarak gösterilir; kar buralarda mayıs ayına kadar erimez.