Macera duygusu her zaman insanı kendisine çeken bir duygudur. Pek çok maceraperest bu heyecan arzusunu karşılamak için çeşitli ekstrem sporlarla ilgilenir. Bunlardan birisi de dağcılık sporudur. Zirveye ulaşıp 'gökyüzüne dokunmaya' çalışan dağcıların hem zorlu hava şartlarıyla, hem de dağların amansız yamaçlarıyla mücadelelerini izlerken soluksuz kalacaksınız. İşte en iyi dağ filmleri...
1980'li yılların ortasında iki genç dağcı Simon ve Joe Peru'da çıkılması neredeyse imkansız gözüyle bakılan Siula Grande noktasına doğru tırmanışa geçerler. Günler süren macera sonrası zirveye ulaşmayı da başarırılar. Fakat Joe dönüşe geçtiklerinde düşerek bacağını kırar. Simon dostunu yarı yolda bırakmadan onu 300metrelik bir ipe bağlayarak dönüş yoluna beraber devam eder. Fakat Joe bir noktada öyle bir düşer ve takılır ki Simon'ın ipi kesmekten başka çaresi yoktur. Simon arkadaşının ölümünü kabullenerek dönüşe devam eder fakat Joe bir yarıya düşerek hayatta kalmayı başarır ve tek başına dağdan inmeyi başarır.
Avusturyalı dağcı Hermann Buhl’un, 1953 yılında, çok zorlu şartlar altında yaptığı, Nanga Parbat’ın ilk çıkışını anlatan gerçek bir hikaye.
Everest'e tırmanmakta olan iki ayrı dağcı ekibinin karşılaştığı yoğun kar yağışı, büyük bir felaketin habercisi olur. Kar fırtınası her zamankinden daha şiddetlidir ve herkes için büyük bir hayat mücadelesi başlamış olur. 1996 yılında Everest'te meydana gelen gerçek bir hikayeden konusunu alan filmin yönetmeni Baltasar Kormákur..
ABD ve Hindistan ortak yapımı olan Meru adlı belgesel filmde, üç dağcının, Hint mitolojisinde tanrıların buluşma yeri ve barınağı olarak geçen kutsal dağ Meru’ya tırmanış hikayesi konu ediniliyor.
“Valley Uprising” Yosemite Ulusal Parkı'ndaki bu cesur kaya tırmanış geleneğinin heyecan dolu unutulmaz hikâyesini, yer çekimi ve kanunlarla olan yarım asırlık mücadeleyi anlatıyor. Yosemite vadisinde bulunan gizli kamplardan bazılarını keşfeden bir grup dağcı, muhafazakar değerlere aykırı çılgın partilerden oluşan bir kültürün kurucusu oldular. Nesilden nesle aktarılan bu kültür tırmanış sınırlarını zorlayarak Yosemite kayalıklarının yegane hakimi olabilmek adına ortaya konulan amansız bir yarışın mimarı oldu.
Efsanevi dağcı Tommy Caldwell'in imkansız gibi görünen 914 metrelik El Capitan (Şafak) Duvarı'na tırmanış hikayesi.
Film, kaya tırmanışı tarihinde tartışmasız en büyük başarıyı yakalayan kişi olan Alex Honnold'ın hikayesini anlatıyor. Honnold, Yosemite Ulusal Parkı'nın içinde bulunan 914 metrelik El Capitan Duvarı'na "free solo", yani herhangi bir emniyet aleti veya halat olmadan, tırmanmayı başaran ilk kişi oldu. National Geographic belgeseli Free Solo, 2019 Oscar Ödülleri’nde "En İyi Belgesel" dalında ödül aldı.
Klasik anti-nazi propaganda filmlerinden farklı bir anlayışa sahip Kuzey Yamacı'nda 1936 yılının Nazi Almanyası döneminin arka planda olduğu, "zirveye ulaşma"nın en büyük ihtiras olduğu olaylar zinciri aktarılıyor. Birkaç dağ sevdağlısı, Avrupa'nın en yüksek dağlarından birini keşfetmek için, farklılıklarını bir tarafa koyarak işe koyulurlar. Yaşanmış bir olaydan yola çıkılarak oluşturulan filmin senaryosunda fonda Nazi Almanyasının hükumranlığı sürmektedir ve diktatörlük, dünyanın gözündeki yerini iyi konumlandırabilmek için yollar aramaktadır. Dünyanın en meşhur kuzey yüzüne sahip İsviçre’nin Eiger Dağı, kuzey duvarının ortalama 70 derecelik eğimiyle dünyanın en tutkulu dağcılarının hep gözdesi olmuştur. Bu dağa tırmanırken hayatını kaybeden birkaç Alman dağcıdan sonra başarılı olacak başka bir ekip aranmaktadır. Tony Kurz ve Andi Hinterstoisser o sıralar faşist Alman ordusunda görev yapmaktadırlar. Berlin'in en büyük gazetelerinden birinin editöryel sekreteri konuyu bilmekte ve Kurz'u tanımaktadır. Kurz ve Hinterstoisser'i dağa tırmanmak için ikna etmeye çalışır. Hinterstoisser bu işe olumlu bakarken Kurz Nazi Almanyası hakkında şüpheler içindedir. Sonunda kabul eder ama bu riski Alman liderleri mutlu etmek için değil, kendisi için yaptığının altını çizer. Kurz ve Hinterstoisser sonunda yaz ortası gibi tırmanmaya başlarlar ve bir grup Avusturyalı ile bir yarış içine girerler.
Uruguay ragbi takımının gerçekten yaşadığı bir olaydan yola çıkan film takımın uçağının Ant Dağlarına çarptıktan sonra yaşanan hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor. Takımın her bir elemanı hayatta kalma iç güdüsüyle bu dağlardan kurtulmak için ellerinden geleni yaparlar; aralarından bazılarını çetin hava ve coğrafi koşullara kurban verseler de bir yandan Tanrıya olan inançlarını kaybetmemeye ve ailelerine dönmeye çalışırlar.
İtalya’nın ikibin metre yükseklikteki Dolomit dağlarında geçen film bir kurtarma ekibinin başından geçen talihsiz olayla açılır. Ekipten Hal ve kız arkadaşı Sarah çaresiz bir biçimde Rocky dağlarının zirvesinde mahsur kalmışlardır. Ekibin diğer üyeleri Gabe ve Jessie arkadaşlarını hayata döndürmek için yardıma giderler, fakat Sarah’ı kurtaramazlar. Olayın şokunu üzerinden atamayan Gabe, kasabayı terk etmiştir. Aylar sonra eşyalarını toplamak için geri döndüğü bir anda, kurtarma merkezine gelen radyo sinyallerinden aldıkları bir yardım çağrısına kayıtsız kalamaz. Gabe son kez görevini yerine getirecek, sonrasında da işi bırakacaktır. Fakat dağda mahsur kalıp yardım isteyen bu insanlar zannettikleri kadar masum değillerdir...
Seattle’da avukatlık yapmakta olan Taylor ve fizikçi arkadaşı Harold’ın en büyük zevkleri dağlara tırmanmaktır. Bu uğurda sayısız tehlikeye bir an bile düşünmeden atılan iki arkadaş, Alaska’da gerçekleştirdikleri tırmanış sırasında yolculuk hazırlıklarında bulunan başka bir grupla karşılaşırlar. Bu grubun iki elemanı bir kaza sonucu çığ altında kalınca, Taylor ve Harold onların yerini almaya karar verirler. Grubun amacının K2’ye tırmanmak olduğunu öğrenen ikili iyice heveslenir çünkü özellikle Taylor’ın hayattaki en büyük ideali bu zorlu tepeye çıkmayı başarmaktır. Everest tepesinden sonraki en yüksek tepe olan K2, Kuzey Pakistan’daki Karakoram dağlarında bulunmaktadır ve Everest’ten çok daha zorlu bir tırmanışı gerektirmektedir.
Genç dağcı Aron Ralston, kimseye haber vermeden çıktığı yolculuğunda Utah yakınlarında Moab bölgesinde büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. 5 gün boyunca hayatta kalmak için elinden geleni yapan Aron'ı oradan kurtaracak kimse yoktur. Tek çaresi yine kendisidir...
Tibetli 6 dağcı genç Lhakpa-Ri tepesine tırmanmak istemektedirler. Bu dağcıların şaşırtıcı özellikleri onların kör oluşudur. Görme konusundaki bu sorunları tutkuları uğruna atıldıkları macerada onlar için kesinlikle bir engel teşkil etmemektedir. Dünya’nın bütün kıtalarının zirvelerine çıkmayı başaran dağcı Erik Weihenmayer da görme engeli dağcılığına engel olamayan maceraperestlerdendir. Gençlere yardım eden usta dağcı onlarla birlikte tırmanışa atılmıştır.
Yıl 1920, Everest keşfedilmeyi bekleyen en büyük keşiflerden biridir ve dünyanın gündemindedir. Dağcılığa gönül vermiş olan George Mallory ve ekibi bu zorlu görev için gönüllüdürler. Fakat Everest'in ürkütücü duruşu, soğuk iklimi, bilinmeyen gizemli zorlukları pek çok insanın ölümüne sebep olacaktır. Tüm çabalar boşa çıkar ve George Mallory geri dönmek zorunda kalır. Bir sonraki görev için aradan yıllar geçer ve zaman gelir, artık daha büyük bir konvoyla Everest tırmanışı için yola çıkılır. Fakat Everest güçlü bir düşman gibi yine büyük engellerini dağcılara sunar ve bu girişim de başarısız olur. Bu defa George Mallory zirvenin yamaçlarında son defa görülür. Aradan 75 yıl geçer ve Conrad Anker olarak bilinen başarılı dağcı günümüz şartlarında Everest zirvesine çıkıp George Mallory'nin akıbetini araştırmaya gönüllü olur. Soluksuz izleyeceğiniz, hatta seyrederken üşüyeceğiniz bir belgesel film.
Peter ve Annie dağcılık konusunda uzman iki kardeştir. Babalarını bir kaza sonucu kaybetmelerinden sonra Annie babasına daha yakın olacağını düşündüğü için dağcılığa devam edeken, Peter fotoğrafcılığa başlamıştır. Yıllar sonra iki kardeş K2 dağının ana kampında karşılaşırlar. Annie dağa tırmanmak isteyen ünlü zenginlerden John Vaughn'un ekibindedir. Ekip tırmanışa geçtikten kısa bir süre sonra hava bozmaya başlar. Fakat Vaugh geri dönme çağrılarına uymaz ve teklif ettiği para ile dağcıları ikna eder. Ancak beklenen olur ve dağcılar dağda mahsur kalır. Uzun süredir tırmanış yapmayan Peter ekibini toplar ve başta kardeşi olmak üzere herkesi kurtarmak zorundadır ama bu kolay bir iş olmayacaktır.
Dünyanın en tehlikeli dağı olarak bilinen K2 dağı zirvesine çıkmak için yola koyulan 11 kişinin ölümü üzerine yapılan bir belgesel-film. 2008 yılında meydana gelen bu olay dağcılık tarihine damgasını vuran en ölümcül günler arasında kabul edilir.
Henri Troyat'ın romanından uyarlanan film, Paris seferi sırasında dağlara çakılan bir uçağın yolcularını arayanların arasına katılan 'dağlara küsmüş' bir adamın yaşadıklarını anlatıyor. Dağcı filminde Stallone’yi ağırlayan İtalyan Alpleri, bu filmde de tercih edilen çekim yeridir. "Fedakar Dağcı", 40 yıl öncesinin dağ filmi nasıl oluyormuş diye merak edenlere... Üstelik oyuncuları da yabana atılır gibi değil.
Jonathan bir üniversitede profesörlük yapmaktadır. Ancak bu iş devletin suikastçısı olarak çalışan Jotnathan için gizli bir kimlik niteliğine sahip formalite icabı bir görevden başka bir şey değildir. Aynı zamanda dağcı olan Jonathan'ın yakın bir arkadaşı öldürülünce emeklilik yaşantısını bir kenara bırakarak arkadaşını öldüren ajanın peşine düşmek zorunda kalır. Bu av Jonathan'ı, içlerinden biri aradığı adam olan ancak kimliğini henüz bilinmeyen bir grup dağcıyla birlikte İsviçre Alpleri'ne nefes kesici bir maceraya sürükler.
Messner kardeşlerin hikayesi... 1970 yılında iki kardeş, Reinhold ve Günther Messner, sonu ölümle bitecek olan bir tırmanışa başlarlar. Tırmanış sırasında küçük kardeş Günther çığ altında kalarak yaşamını kaybeder ama ölümü ardındaki sorular bugün bile devam etmektedir. Reinhold Messner'in başarı dolu hayat hikayesine ortak olun. Dünya'da tırmanması en tehlikeli dağlardan biri olarak kabul edilen Nanga Parbat Dağı 8.126 metre ile dünyanın en yüksek 9. dağıdır.
1959 yılında geçen hikayede bir grup profesyonel dağcı, Ural dağlarına kamp yapmaya gider. Rus dağcılarının kısa bir süre içerisinde esrarengiz bir şekilde ölmeleri, günümüze ulaşan bir efsane olarak kalır. Hikaye günümüze gelir ve bir grup Amerikalı öğrenci, Rus dağcıların öldüğü bu bölgeye giderek olayı araştırmaya karar verirler. Yolunda başlayan yolculuk zamanla içinden çıkılmaz bir hal alır. Hava şartları son derece olumsuzdur ve tuhaf olaylar yaşanmaya başlamıştır.
Dağcılıkla ilgilenen bir grup genç yeni maceraları için İskoçya’da bulunan Highlands Dağları’na tırmanmaya karar verirler. Başlangıçta güzel bir tırmanış gibi görünse de işler beklendiği gibi gitmez. Grup dağda hapsedilmiş bir kızla karşılaşırlar. Kızı kurtarırlar ve bu onlar için yeni bir maceranın başlangıcıdır. Kızı kaçırıp dağa hapsedenlerin artık yeni hedefleri haline gelmişlerdir. Sıradan bir tırmanış aktivitesi bir anda zorlu bir kovalamaca halini almıştır.
Bugüne kadar çekilen tüm dağcılık film ve belgesellerinde kameralar tırmanışa odaklıdır. Dağcıların performansları, zor durumlarla karşılaştıklarındaki tavırları, yukarı çıkmakla geri dönmek arasında gidip gelen ruh halleri, karar verme anları izleyiciye yansıtılır. Sherpa'nın odağında ise dağcılar değil, onların hem yükünü hem de kahrını çeken Şerpalar var. Nepal'in en dağlık bölgesinde yaşayan etnik bir grup olan Şerpalar ilk kez 1953'teki Edmund Hillary'nin Everest'i fethinde rol oynamışlardı. Sherpa Tenzing Norgay, Yeni Zelandalı dağcıya yardım etmiş, ardından da tüm tırmanışçılar Şerpalardan destek alır olmuştu. Öyle ki günümüzde Şerpa kökenli olmasalar bile tüm yardımcılara Şerpa deniyor. Belgeselin temelini ise 18 Nisan 2014 tarihinde olanlar oluşturuyor. O gün Everest Dağı’nın ana kampı yakınlarındaki Khumbu Buz Çağlayanı’ndan kopup gelen bir çığ tam 18 Şerpanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Ölenlerin bedenleri zorlukla bulundu, Şerpalar, kurbanların ailelerine ödenen tazminatların yetersizliğini grevlerle protesto ettiler. Peedom, o günlerde olanların hiç unutulmaması adına bu etkileyici belgeseli çekti ve yaşananları ölümsüzleştirdi.