SiyahLi
Yeni Üye
Kurban Bayramı’nın gelmesi ile beraber beslenme şeklimizde de ciddi bir değişiklik meydana gelmektedir. Normal beslenmemizin dışına çıktığımız bu dönemde doğru bildiğimiz yanlışlar sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bayramla beraber kahvaltı alışkanlıklarından tutun da öğle ve akşam yemekleri ve ara öğünlerin de şekli değişmektedir. Akraba ziyaretleri, eş, dost ve ailenin ısrarı derken vücudumuz birkaç gün de olsa yoğun bir besin trafiği ile karşı karşıya kalmaktadır.
ASIL ÖNEMLİ OLAN BAYRAM SONRASIDA NASIL BESLENDİĞİMİZDİR
“Kurban bayramında vücudumuz, birkaç gün yoğunlaştırılmış et tüketimine maruz kalmaktadır. Bu birkaç günlük zaman dilimi içerisinde yoğunlaştırılmış et tüketimine maruz kaldık diye vücudumuzun bir anda tahribata uğrayacağını düşünmek doğru değildir” diyen Tıbbi Beslenme Uzmanı Dr. Eyyüb Yılmaz, birkaç gün yoğunlaştırılmış et tükettiğimiz için vücudumuzda yoğunlaştırılmış bir asidin oluşacağını söyledi. Dr. Yılmaz, “Bu birkaç gün içerisinde büyük bir yıkım olmuyor. Asıl sorulması gereken soru, bayram sonrasında normal yaşantımız boyunca ne yapıyor, nasıl besleniyoruz? Bayram günü ne yaptığınız çok önemli değil. Bayram günü, 40 tane hata yaparız ama devamında doğru bir yaşam tarzına dönüyorsak hiçbir sorun yaşamayız. Yaşam tarzımızda, beslenme düzenimizde bir problem varsa işte o zaman onu düşünmeniz gerekecektir” dedi.
ETLE BİRLİKTE YOĞURT VE AYRAN TÜKETMEYİN
Kurbanda kesilen hayvanın beslenmesinin de önemli olduğunu vurgulayan Dr. Yılmaz, yoğurdu ve ayranı etle çok tüketen bir toplum olduğumuzun altını çizerek, “Etle birlikte yoğurt ve ayran tüketilmemelidir. Bunlar beraber tüketilirse etin sindirimini bağırsakta yavaşlatır. Bu da etin çürümesine sebep olur. Etteki demir ile yoğurttaki kalsiyum yarışır, ikisinden de fayda göremeyiz. Ayran ya da yoğurt yerine etin yanına şalgam suyunu, ev yapımı turşuyu önerebilirim” dedi.
EN AZ 2 SAAT SU İÇMEYİN
Beslenme konusunda bilmemiz gerekenlerden birinin de su tüketimi olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Kurbanlık etimizi yediğimizde yemekle beraber su içmemeliyiz. Yemek yedikten sonra en az 2 saat su içmemeye özen göstermeliyiz. Eğer bu süreye uyarsak o zaman etin hakkını vermiş oluruz. Bu durum sadece kurban döneminde geçerli değildir. Genel olarak beslenme şeklimizde bu sürelere uymaya dikkat etmeliyiz” yorumunu kullandı.
ETİN ÜZERİNE ASLA TATLI YEMEYİN, CİLDİNİZ YAŞLANIR
Tatlı konusuna da değinen Dr. Eyyüb Yılmaz, “Etle birlikte asla tatlı yenmez. Etin üzerine tatlı yenmez. Bunun nedeni de şudur: Etin amin içeren protein yapıları tatlılardaki glikoz yapılarla birleşiyor ve aminoglikan dediğimiz bir yapı oluşuyor. Bu da cildin altına yerleşir. Cildin altında da yaşlanma bulguları oluşturur. Etle tatlının birleştirilmesi cildin yaşlanmasına neden olur. Bu yeme alışkanlığında olanların cildinde daha fazla kırışıklıklar olduğunu görebiliriz. Etle birlikte tatlının yenmesi bakteriyel kontaminasyonu da artırıyor” dedi.
Kronik hastaların sadece bayram döneminde değil genel olarak beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, meyvenin de bir öğün olarak değerlendirilmesi gerektiğinin özenle altını çizdi. Tıbbi beslenmede meyveyi ‘öğün’ olarak gördüklerini ifade eden Yılmaz, etin ilk yenmesi gereken yerinin karaciğer olduğunu söyledi.
Karaciğerin taze tüketilen bir besin olduğunu vurgulayan Yılmaz son olarak şu bilgileri verdi:
“Kurbanımızın dalağını da keser kesmez taze taze yiyebiliriz. Hayvanın etini aynı gün yediğinizde sert olur. Eğer o gün o eti yemek istiyorsanız haşlamayı tercih edin, ızgara yapmayın. Izgarayı ertesi gün tercih edebilirsiniz.”
ASIL ÖNEMLİ OLAN BAYRAM SONRASIDA NASIL BESLENDİĞİMİZDİR
“Kurban bayramında vücudumuz, birkaç gün yoğunlaştırılmış et tüketimine maruz kalmaktadır. Bu birkaç günlük zaman dilimi içerisinde yoğunlaştırılmış et tüketimine maruz kaldık diye vücudumuzun bir anda tahribata uğrayacağını düşünmek doğru değildir” diyen Tıbbi Beslenme Uzmanı Dr. Eyyüb Yılmaz, birkaç gün yoğunlaştırılmış et tükettiğimiz için vücudumuzda yoğunlaştırılmış bir asidin oluşacağını söyledi. Dr. Yılmaz, “Bu birkaç gün içerisinde büyük bir yıkım olmuyor. Asıl sorulması gereken soru, bayram sonrasında normal yaşantımız boyunca ne yapıyor, nasıl besleniyoruz? Bayram günü ne yaptığınız çok önemli değil. Bayram günü, 40 tane hata yaparız ama devamında doğru bir yaşam tarzına dönüyorsak hiçbir sorun yaşamayız. Yaşam tarzımızda, beslenme düzenimizde bir problem varsa işte o zaman onu düşünmeniz gerekecektir” dedi.
ETLE BİRLİKTE YOĞURT VE AYRAN TÜKETMEYİN
Kurbanda kesilen hayvanın beslenmesinin de önemli olduğunu vurgulayan Dr. Yılmaz, yoğurdu ve ayranı etle çok tüketen bir toplum olduğumuzun altını çizerek, “Etle birlikte yoğurt ve ayran tüketilmemelidir. Bunlar beraber tüketilirse etin sindirimini bağırsakta yavaşlatır. Bu da etin çürümesine sebep olur. Etteki demir ile yoğurttaki kalsiyum yarışır, ikisinden de fayda göremeyiz. Ayran ya da yoğurt yerine etin yanına şalgam suyunu, ev yapımı turşuyu önerebilirim” dedi.
EN AZ 2 SAAT SU İÇMEYİN
Beslenme konusunda bilmemiz gerekenlerden birinin de su tüketimi olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Kurbanlık etimizi yediğimizde yemekle beraber su içmemeliyiz. Yemek yedikten sonra en az 2 saat su içmemeye özen göstermeliyiz. Eğer bu süreye uyarsak o zaman etin hakkını vermiş oluruz. Bu durum sadece kurban döneminde geçerli değildir. Genel olarak beslenme şeklimizde bu sürelere uymaya dikkat etmeliyiz” yorumunu kullandı.
ETİN ÜZERİNE ASLA TATLI YEMEYİN, CİLDİNİZ YAŞLANIR
Tatlı konusuna da değinen Dr. Eyyüb Yılmaz, “Etle birlikte asla tatlı yenmez. Etin üzerine tatlı yenmez. Bunun nedeni de şudur: Etin amin içeren protein yapıları tatlılardaki glikoz yapılarla birleşiyor ve aminoglikan dediğimiz bir yapı oluşuyor. Bu da cildin altına yerleşir. Cildin altında da yaşlanma bulguları oluşturur. Etle tatlının birleştirilmesi cildin yaşlanmasına neden olur. Bu yeme alışkanlığında olanların cildinde daha fazla kırışıklıklar olduğunu görebiliriz. Etle birlikte tatlının yenmesi bakteriyel kontaminasyonu da artırıyor” dedi.
Kronik hastaların sadece bayram döneminde değil genel olarak beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, meyvenin de bir öğün olarak değerlendirilmesi gerektiğinin özenle altını çizdi. Tıbbi beslenmede meyveyi ‘öğün’ olarak gördüklerini ifade eden Yılmaz, etin ilk yenmesi gereken yerinin karaciğer olduğunu söyledi.
Karaciğerin taze tüketilen bir besin olduğunu vurgulayan Yılmaz son olarak şu bilgileri verdi:
“Kurbanımızın dalağını da keser kesmez taze taze yiyebiliriz. Hayvanın etini aynı gün yediğinizde sert olur. Eğer o gün o eti yemek istiyorsanız haşlamayı tercih edin, ızgara yapmayın. Izgarayı ertesi gün tercih edebilirsiniz.”