SiyahLi
Yeni Üye
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Temmuz ayının başından itibaren vaka sayılarında yaşanan artışın yeniden düşüş gösterdiğini belirtti. Haftalık Koronavirüs vaka sayısı 13 Temmuz’da 117 bin 95, 21 Temmuz’da 226 bin 532 olarak açıklanmıştı.İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr Kemal Memişoğlu Covid’de son durumu DHA’ya değerlendirdi. Temmuz ayının başından itibaren vaka sayılarında yaşanan artışın bu haftadan itibaren yeniden düşüş gösterdiğini ve Ağustos ortası gibi sönümlenmesinin beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Memişoğlu, önceki piklerle kıyaslandığında hastaneye yatışların çok düşük oranda kaldığını kaydetti. Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, ”Yasaklarla, kısıtlamalarla bunun önüne geçemeyiz. Bu hastalığı bir salgın gibi değil, influenza gibi yaygın bulaşıcı bir hastalık olarak kabul edip hayatımızı Covid’le yaşamayı öğrenerek sürdürmek zorundayız” dedi.
Temmuzun başından itibaren vaka sayılarında bir yükseliş trendine giren İstanbul’da da Türkiye’de de hastaneye yatışların geçmişteki piklere kıyasla çok az düzeyde kaldığını kaydeden Prof. Dr. Memişoğlu, ”Temmuzun başından itibaren pozitif vaka sayıları peyderpey yükseldi. Ama son bir hafta içinde yavaş yavaş düşmeye başladı. Bu birkaç hafta içinde netleşecektir, büyük ihtimalle Ağustos ayı ortasından itibaren de yatan hastalarımızda azalma bekliyoruz. Ama şunu net söyleyeyim ki geçmiş piklere göre baktığımızda yatan hasta sayılarındaki grafiğimiz çok düşük düzeylerde kalıyor. Özellikle Ekim-Kasım gibi yeniden yükselişe geçer mi, önceki piklerden tecrübelerimizle pozitiflik oranlarımız bir daha yükselir mi? Tabii bu artık salgın değil, yaygın bir ’bulaşıcı hastalık’ olarak ele almak gerekiyor. Aynı gripteki gibi belki belli dönemlerde yükselişler, düşüşler yaşanacaktır” dedi.
İstanbul’daki hastanelerde belli bölümlerin halen Covid tedavisi için hizmet vermeye devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Memişoğlu, ”Hiçbir zorlanma ve sıkışıklık şu an için yok. Aşıların ve artık belli riskli yaş grubundaki hastalarımız için etkili olan bir ilacımızın olması sayesinde hastaneye yatış ve yoğun bakımlara düşme oranlarımızda geçmişteki piklere göre inanılmaz, ciddi bir azalma var” diye konuştu. 2,5 yıldır topluma bu virüsten nasıl maske kullanılması gerektiğini, nasıl korunulması gerektiğini anlatılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Memişoğlu, ”Şu net ki, biz bunu artık yasaklarla, zorlamayla, kısıtlamalarla yönetmememiz gerekiyor. Korkuyla da olmaz bu. Biz bunu tedbirle, bilgiyle, bilinçli davranmakla yürütebiliriz. Bu nedenle koronayı ’yaygın bir bulaşıcı hastalık gibi’ yönetmeye devam edeceğiz. Toplum da bunun bilinciyle Covid şüphesiyle bulguları geliştiği anda ister testi pozitif çıksın, ister çıkmasın, kendini izole ederek, riskli gruplarla temas etmeyerek ve beslenmesine, sağlığına dikkat ederek üstesinde gelecek. 65 yaş üzeri riskli gruplarda da erken dönemde molnupiravir etken maddeli ilacı kullanarak, bu süreci yönetebileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Temmuz ayının ilk haftasında yükselişe geçen pozitif vaka sayılarının şimdilerde düşüşe geçtiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Memişoğlu, şöyle devam etti:”Ama bu da insanlarımızın rehavete kapılmasına sebep olmasın. Yoğun bakım anlamında da, yatak anlamında da şu anda İstanbul’da hiçbir sorun olmadığı gibi, normal hasta yükünü de rahatlıkla taşıyabilir durumdayız şu anda. Ama Ekim-Kasım gibi kış dönemlerinde, diğer hastalıklar KOAH gibi, astım gibi, üst solunum yolu enfeksiyonları, influenza gibi diğer mevsimsel hastalılar ile karşılaşıyoruz. Tabii ki Korona da bunların üzerine ilave olduğu zaman, yükün artacağını öngörmeye çalışıyoruz. Ama ne olursa olsun, sağlık hizmetlerinin Türkiye’de çok ulaşılabilir ve yaygın olmasının avantajı ile bunu da yönetebileceğimizi düşünüyorum”
”Önceki piklere göre yatışlar çok düşük”
Temmuzun başından itibaren vaka sayılarında bir yükseliş trendine giren İstanbul’da da Türkiye’de de hastaneye yatışların geçmişteki piklere kıyasla çok az düzeyde kaldığını kaydeden Prof. Dr. Memişoğlu, ”Temmuzun başından itibaren pozitif vaka sayıları peyderpey yükseldi. Ama son bir hafta içinde yavaş yavaş düşmeye başladı. Bu birkaç hafta içinde netleşecektir, büyük ihtimalle Ağustos ayı ortasından itibaren de yatan hastalarımızda azalma bekliyoruz. Ama şunu net söyleyeyim ki geçmiş piklere göre baktığımızda yatan hasta sayılarındaki grafiğimiz çok düşük düzeylerde kalıyor. Özellikle Ekim-Kasım gibi yeniden yükselişe geçer mi, önceki piklerden tecrübelerimizle pozitiflik oranlarımız bir daha yükselir mi? Tabii bu artık salgın değil, yaygın bir ’bulaşıcı hastalık’ olarak ele almak gerekiyor. Aynı gripteki gibi belki belli dönemlerde yükselişler, düşüşler yaşanacaktır” dedi.
”Henüz sistemi zorlayan bir durum yok”
İstanbul’daki hastanelerde belli bölümlerin halen Covid tedavisi için hizmet vermeye devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Memişoğlu, ”Hiçbir zorlanma ve sıkışıklık şu an için yok. Aşıların ve artık belli riskli yaş grubundaki hastalarımız için etkili olan bir ilacımızın olması sayesinde hastaneye yatış ve yoğun bakımlara düşme oranlarımızda geçmişteki piklere göre inanılmaz, ciddi bir azalma var” diye konuştu. 2,5 yıldır topluma bu virüsten nasıl maske kullanılması gerektiğini, nasıl korunulması gerektiğini anlatılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Memişoğlu, ”Şu net ki, biz bunu artık yasaklarla, zorlamayla, kısıtlamalarla yönetmememiz gerekiyor. Korkuyla da olmaz bu. Biz bunu tedbirle, bilgiyle, bilinçli davranmakla yürütebiliriz. Bu nedenle koronayı ’yaygın bir bulaşıcı hastalık gibi’ yönetmeye devam edeceğiz. Toplum da bunun bilinciyle Covid şüphesiyle bulguları geliştiği anda ister testi pozitif çıksın, ister çıkmasın, kendini izole ederek, riskli gruplarla temas etmeyerek ve beslenmesine, sağlığına dikkat ederek üstesinde gelecek. 65 yaş üzeri riskli gruplarda da erken dönemde molnupiravir etken maddeli ilacı kullanarak, bu süreci yönetebileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
”Mevsimsel hastalıklar eklenirse sıkıntı olabilir”
Temmuz ayının ilk haftasında yükselişe geçen pozitif vaka sayılarının şimdilerde düşüşe geçtiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Memişoğlu, şöyle devam etti:”Ama bu da insanlarımızın rehavete kapılmasına sebep olmasın. Yoğun bakım anlamında da, yatak anlamında da şu anda İstanbul’da hiçbir sorun olmadığı gibi, normal hasta yükünü de rahatlıkla taşıyabilir durumdayız şu anda. Ama Ekim-Kasım gibi kış dönemlerinde, diğer hastalıklar KOAH gibi, astım gibi, üst solunum yolu enfeksiyonları, influenza gibi diğer mevsimsel hastalılar ile karşılaşıyoruz. Tabii ki Korona da bunların üzerine ilave olduğu zaman, yükün artacağını öngörmeye çalışıyoruz. Ama ne olursa olsun, sağlık hizmetlerinin Türkiye’de çok ulaşılabilir ve yaygın olmasının avantajı ile bunu da yönetebileceğimizi düşünüyorum”