Serzenish
Yeni Üye
- Katılım
- 1 Nis 2021
- Mesajlar
- 6,218
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
Oğuz Atay... Zamanında pek değeri bilinmeyen, fakat hayata gözlerini yumduktan sonra kitapları git gide kıymetlenen yazarımız. Gerek Tutunamayanlar gerekse Tehlikeli Oyunlar kitabıyla Türk edebiyatının pek alışık olmadığı bir tarzı hayata geçiren Oğuz Atay, aslında hepimizden birer parça anlattı romanlarında. Fakat dediğim gibi değeri çok geç anlaşıldı. Değeri çok geç anlaşılan bu değerli yazarımızı gelin hep birlikte tanıyalım.
Babası, VI., VII dönem Sinop, VIII. Dönem Kastamonu Milletvekilliği yapan Cemil Ataydır. 1951′de bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif Kolejini, 1957′de de İTÜ İnşaat Fakültesini bitirdi. Üç yıl sonra İDMMA İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümünde öğretim üyesi oldu. 1975′te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanların 1971-72′de yayınlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülünü kazandı.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak nitelendirilmiştir. Morana göre Tutunamayanlardaki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.
Atayın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanları 1973′te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnanın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanını 1975 yılında yayımlamıştır. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosunda sahnelenmiştir. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi Türkiyenin Ruhunu yazamadan 13 Aralık 1977′de, İstanbulda hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığına defnedildi.
Biraz da Oğuz Atay ile ilgili ilginç bilgilere gelelim. Oğuz Atay İTÜ inşaat mühendisliğinden mezundur. Mezun olduktan sonra akademisyenlik yapan Atay, bir yandan da bazı gazete ve dergilerde yazı yayınlamaktadır. Ve çarpıcı tarzını Tutunamayanlar kitabında ortaya koyar. Tutunamayanlar romanını ithaf ettiklerinden biri Sevin, hep sevdiği kadın, diğeri Ural'dır. Ural intihar eden bir arkadaşıdır ve Oğuz Atay'la yapılan bir röportajda "Selim Işık kimdir?" sorusuna yazarın verdiği cevap "İntihar eden bir arkadaşım, Ural var (...) Belki ben varım. Adlarını yazmanın sakıncalı olacağı birkaç arkadaşım var." şeklinde olmuştur. Kısacası yazarın karakterlerine çoğu zaman etrafındaki insanlar ilham vermiştir.
Oğuz Atay'ın en sevdiği yazarlar Kafka ve Dostoyevskidir. Kurmaca metinlerinde ikisine de bol bol gönderme yapar; Tutunamayanlar'dan '"Böyle basit ölçülerle değerlendirirler insanı. Dostoyevsky'yi de okumamışlardır, bilmezler." der.
Yazarın değeri yaşarken anlaşılmamıştır maalesef. Oğuz Atay kitabı ilk çıktığında şimdiki popülerliğinden çok uzaktı. İlk kitabının yayımlanmasını sağlayan TRT Yarışması dışında hiçbir ödül almamış, hayattayken Kenter Tiyatrosu'na oynanması için götürdüğü "Oyunlarda Yaşayanlar" oyunu beğenilmemiş, çok kalın olduğu için ilk baskısı iki cilt yapılan Tutunamayanlar'ın ikinci cildi depoda yatmaya terk edilmiş, satışı başarısız olmuştur. Fakat gelin görün ki zaman ilerledikçe kitaplar popüler olmuş ve Oğuz Atay ismi popülerliğini git gide arttırmıştır. Keşke kendisi hayattayken değeri bilinseydi elbette.
Azrail, Oğuz Atay'ı bir arkadaşının evinde yakalar maalesef. Mecidiyeköy'deki arkadaşı Altay Gündüz'ün evinde olan Oğuz Atay banyodadır ve uzun süre çıkmaz, bu durumdan endişe duyan ev halkı seslenir ve "Sevinmeyin, daha ölmedim." cevabının muzipliğiyle gülmeye koyulurlar. Aradan bir süre daha geçer ve Oğuz Atay dışarı çıkmaz. Bunlar yazarın son sözleridir. Maalesef hayata gözlerini yumar...
Umarım gelecek nesiller de Oğuz Atay'ın değerini bilir ve daha da arttırır.
"Ne ölmek nefessiz kalmaktır, ne de yaşamak nefes almaktır... Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktır" - Oğuz ATAY
Not: Kaynak olarak onedio.com ve oguzatay,net sitesindeki bilgiler kullanılmıştır.
Babası, VI., VII dönem Sinop, VIII. Dönem Kastamonu Milletvekilliği yapan Cemil Ataydır. 1951′de bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif Kolejini, 1957′de de İTÜ İnşaat Fakültesini bitirdi. Üç yıl sonra İDMMA İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümünde öğretim üyesi oldu. 1975′te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanların 1971-72′de yayınlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülünü kazandı.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak nitelendirilmiştir. Morana göre Tutunamayanlardaki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.
Atayın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanları 1973′te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnanın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanını 1975 yılında yayımlamıştır. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosunda sahnelenmiştir. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi Türkiyenin Ruhunu yazamadan 13 Aralık 1977′de, İstanbulda hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığına defnedildi.
Biraz da Oğuz Atay ile ilgili ilginç bilgilere gelelim. Oğuz Atay İTÜ inşaat mühendisliğinden mezundur. Mezun olduktan sonra akademisyenlik yapan Atay, bir yandan da bazı gazete ve dergilerde yazı yayınlamaktadır. Ve çarpıcı tarzını Tutunamayanlar kitabında ortaya koyar. Tutunamayanlar romanını ithaf ettiklerinden biri Sevin, hep sevdiği kadın, diğeri Ural'dır. Ural intihar eden bir arkadaşıdır ve Oğuz Atay'la yapılan bir röportajda "Selim Işık kimdir?" sorusuna yazarın verdiği cevap "İntihar eden bir arkadaşım, Ural var (...) Belki ben varım. Adlarını yazmanın sakıncalı olacağı birkaç arkadaşım var." şeklinde olmuştur. Kısacası yazarın karakterlerine çoğu zaman etrafındaki insanlar ilham vermiştir.
Oğuz Atay'ın en sevdiği yazarlar Kafka ve Dostoyevskidir. Kurmaca metinlerinde ikisine de bol bol gönderme yapar; Tutunamayanlar'dan '"Böyle basit ölçülerle değerlendirirler insanı. Dostoyevsky'yi de okumamışlardır, bilmezler." der.
Yazarın değeri yaşarken anlaşılmamıştır maalesef. Oğuz Atay kitabı ilk çıktığında şimdiki popülerliğinden çok uzaktı. İlk kitabının yayımlanmasını sağlayan TRT Yarışması dışında hiçbir ödül almamış, hayattayken Kenter Tiyatrosu'na oynanması için götürdüğü "Oyunlarda Yaşayanlar" oyunu beğenilmemiş, çok kalın olduğu için ilk baskısı iki cilt yapılan Tutunamayanlar'ın ikinci cildi depoda yatmaya terk edilmiş, satışı başarısız olmuştur. Fakat gelin görün ki zaman ilerledikçe kitaplar popüler olmuş ve Oğuz Atay ismi popülerliğini git gide arttırmıştır. Keşke kendisi hayattayken değeri bilinseydi elbette.
Azrail, Oğuz Atay'ı bir arkadaşının evinde yakalar maalesef. Mecidiyeköy'deki arkadaşı Altay Gündüz'ün evinde olan Oğuz Atay banyodadır ve uzun süre çıkmaz, bu durumdan endişe duyan ev halkı seslenir ve "Sevinmeyin, daha ölmedim." cevabının muzipliğiyle gülmeye koyulurlar. Aradan bir süre daha geçer ve Oğuz Atay dışarı çıkmaz. Bunlar yazarın son sözleridir. Maalesef hayata gözlerini yumar...
Umarım gelecek nesiller de Oğuz Atay'ın değerini bilir ve daha da arttırır.
"Ne ölmek nefessiz kalmaktır, ne de yaşamak nefes almaktır... Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktır" - Oğuz ATAY
Not: Kaynak olarak onedio.com ve oguzatay,net sitesindeki bilgiler kullanılmıştır.