Edebiyatçı
Yeni Üye
- Katılım
- 6 Nis 2021
- Mesajlar
- 880
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
haşlamak
1. nesnesiz Bir şeyi kaynar suya daldırmak.
2. -i Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek.
3. nesnesiz Suda kaynatarak pişirmek:
"Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı." - Halide Edip Adıvar
4. -i Kaynar sıvı bir şeyi yakmak:
Kaynar su ayağımı haşladı.
5. -i Don, kırağı bitkilere zarar vermek.
6. -i Dalamak:
Böcek çocuğun bacağını haşlamış.
7. -i Sızı vermek, acı vermek:
"Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." - Peyami Safa
8. nesnesiz, mecaz Sertçe paylamak, azarlamak:
"Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." - Sait Faik Abasıyanık
1. nesnesiz Bir şeyi kaynar suya daldırmak.
2. -i Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek.
3. nesnesiz Suda kaynatarak pişirmek:
"Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı." - Halide Edip Adıvar
4. -i Kaynar sıvı bir şeyi yakmak:
Kaynar su ayağımı haşladı.
5. -i Don, kırağı bitkilere zarar vermek.
6. -i Dalamak:
Böcek çocuğun bacağını haşlamış.
7. -i Sızı vermek, acı vermek:
"Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." - Peyami Safa
8. nesnesiz, mecaz Sertçe paylamak, azarlamak:
"Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." - Sait Faik Abasıyanık