Ela
Yeni Üye
- Katılım
- 18 Şub 2021
- Mesajlar
- 167
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 28
Eski masallar ve hikayelerde anlatılan birçok aşk hikayesi var. Bunlar, uğruna çok büyük fedakarlıklar yapılan ve bazen de sonu hüzünle biten hikayeler. Bu hikayelerden bir de Ferhat ile Şirin’in efsanevi aşkını anlatan hikaye…
Ferhat ile Şirin’in aşkı Anadolu topraklarında geçiyormuş. Amasya’da geçtiği söylenen bu hikayede aşkları o kadar büyükmüş ki isimleri ölümsüzleşmiş.
Ferhat yaşadığı şehirde ünlü olan bir taş ustasıymış. Şehrin sultanı Banu Hanım onu saraya çağırıp sarayın taş işlerini yapmasını istemiş. Ferhat saraya gidip gelmeye başlamış. Sarayda çok güzel taş eserler yapmış. İşini çok ciddiyetle ve sevgiyle yapan Ferhat arada oturur dinlenirmiş.
Bu sırada hükümdarın kardeşi Şirin oradan geçiyormuş. Birbirlerini gördükleri ilk anda aşık olan bu iki gencin aşkı her geçen gün artmaya devam etmiş.
Ferhat sonunda dayanamayıp hükümdara haber yollamış ve kardeşi Şirin’i istemiş. Kendini çok beğenen ve halktan biriyle kardeşini evlendirmek istemeyen hükümdar bunu istememiş ama hayır da dememiş. Onu bu sevdadan vazgeçireceğini düşünerek imkansız şeyler istemeye başlamış.
İlk olarak Elma Dağı'nı delip, şehre su getirmesini istemiş. Ferhat o kadar aşıkmış ki her şeyi göze almış ve dağı delmeye başlamış. Günler geçmiş ve delmeye devam ediyormuş. Hükümdar bu sırada yardımcısını yollayarak Şirin’in öldüğü yalanını söyletmiş Ferhat’a. Bunu duyan Ferhat üzüntüsünden elindeki çekici atmış ama kafasına saplanmış ve oracıkta ölmüş
Bu haberi duyan Şirin, Ferhat’ın can verdiği kayalıklara gelmiş ve kendini aşağıya atarak ölmüş. İkisini de yan yana mezarlıklara gömmüşler. Söylentiye göre hala o mezarların birinde kırmızı birinde beyaz gül açarmış ve tam kavuşacakken aralarında çalılar çıkar buluşmalarını engellermiş.
Ferhat ile Şirin’in aşkı Anadolu topraklarında geçiyormuş. Amasya’da geçtiği söylenen bu hikayede aşkları o kadar büyükmüş ki isimleri ölümsüzleşmiş.
Ferhat yaşadığı şehirde ünlü olan bir taş ustasıymış. Şehrin sultanı Banu Hanım onu saraya çağırıp sarayın taş işlerini yapmasını istemiş. Ferhat saraya gidip gelmeye başlamış. Sarayda çok güzel taş eserler yapmış. İşini çok ciddiyetle ve sevgiyle yapan Ferhat arada oturur dinlenirmiş.
Bu sırada hükümdarın kardeşi Şirin oradan geçiyormuş. Birbirlerini gördükleri ilk anda aşık olan bu iki gencin aşkı her geçen gün artmaya devam etmiş.
Ferhat sonunda dayanamayıp hükümdara haber yollamış ve kardeşi Şirin’i istemiş. Kendini çok beğenen ve halktan biriyle kardeşini evlendirmek istemeyen hükümdar bunu istememiş ama hayır da dememiş. Onu bu sevdadan vazgeçireceğini düşünerek imkansız şeyler istemeye başlamış.
İlk olarak Elma Dağı'nı delip, şehre su getirmesini istemiş. Ferhat o kadar aşıkmış ki her şeyi göze almış ve dağı delmeye başlamış. Günler geçmiş ve delmeye devam ediyormuş. Hükümdar bu sırada yardımcısını yollayarak Şirin’in öldüğü yalanını söyletmiş Ferhat’a. Bunu duyan Ferhat üzüntüsünden elindeki çekici atmış ama kafasına saplanmış ve oracıkta ölmüş
Bu haberi duyan Şirin, Ferhat’ın can verdiği kayalıklara gelmiş ve kendini aşağıya atarak ölmüş. İkisini de yan yana mezarlıklara gömmüşler. Söylentiye göre hala o mezarların birinde kırmızı birinde beyaz gül açarmış ve tam kavuşacakken aralarında çalılar çıkar buluşmalarını engellermiş.