Felsefesinin Ortaya Çıkışında Başlangıç Zamanı Var Mı, Yok Mu, Nedir?
Felsefe için birden çok başlangıç sayılabilir. Olayların tarihsel sıralanması geçmişten günümüze gelerek, daha çok da günümüzden geçmişe giderek yapılmaya çalışılmaktadır. Neyin başı sonu aranacak? sorusu zaman probleminden ziyade hangi konu etrafında düşünüldüğünü göstermektedir. Felsefe için ne değerli görülüyorsa problemleri işleyen, bunun doğru bilgisine ulaşmaya çalışan kültürler için de bunlar ayrı ayrı başlangıç olarak kabul edilebilir.
İlk olarak herhangi bir kültür oluşturmak az çok yaptığını bilmeyi gerektirdiğinden kültür oluşumlarının hepsinde yeterli düzeyde bir bilinç yani felsefenin en önemli özelliği olan Üzerine Düşünme örnekleri bulunmaktadır. Bu anlamda felsefenin geniş tanımı içinde bütün kültürleri felsefenin başlangıcında etkili olduğunu düşünmek mümkündür.
İkinci olarak varlık-oluş, bilgi ve değerle ilgili serbest çağrışımların ötesinde daha sistemli düşünmeler felsefenin başlangıcı sayılabilir. Örneğin kadim adıyla Hikmet veya Sophia pratik bilgeliği içermektedir. Birçok medeniyette erdeme ve doğru yaşama dair öğütler vardır.
Üçüncü ve daha ayırıcı olarak felsefe Teoriadır. Felsefe, bu anlamda gündelik dâhil her tür deneyim, mecaz ve çağrışımlardan yararlanmakla birlikte bir problem etrafında yoğunlaşıp problemin çeşitli boyutlarını akli olarak kavramaya çalışır. Felsefe; aklî olanla (Rasyonel) akli olmayanın (İrrasyonel) ayırdında olmadır. Olan biteni evrensel olarak kavramaya çalışmadır (özünü bulma, ortak ilkelerini belirleme.)
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI