Keşfet

Felsefenin Ortaya Çıkışında Doğu Uygarlıklarının İlişkisi Nedir?

Linux

Yaşlı Kurt
Katılım
14 Şub 2021
Mesajlar
3,707
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Konum
istanbul
[align=center][align=center][align=center][align=center]
5EYarx.jpg


Felsefenin Ortaya Çıkışında Doğu Uygarlıklarının İlişkisi Nedir?


Çin felsefe anlayışı, aynı yüzyıllar göz önüne alındığında Antik Yunan Felsefesi düşüncesinden, metafizik bir sistem olmaktan çok, pratik bir düşünce anlayışına sahip olmuştur. Çin, felsefe anlayışında genel ilkelerden çok ayrıntıya önem verir ve ayrıntılı düşünceler ise insanın ahlâkı ile ilgili, siyaset, toplum ve inanç gibi konular içerisinde yer almaktadır. Bundan dolayı Çin felsefe anlayışında insanın beşeri ve akli özelliklerinin ön planı çıktığından söz etmek mümkündür.

Çin'de Devlet Yönetiminin kontrol edicisi olarak çok eski tarihlerde nasıl bürokrasi ilk olarak Çin kültüründe ortaya çıkmışsa, Çinlilerin felsefe anlayışları da kendine özgü kültür yapısını oluşturur. Genel olarak insan ve toplum temellerini esas alan bu düşüncede ahlâk ve siyasete ilişkin düşünceler, teorik arayışlar ve metafizik kurgularla ön plana çıkar. İnsan ile Tanrı (Doğa vb.) arasında bir bütünlük sağlamaya çalışılması Çin felsefe anlayışının en temel noktalarından birini oluşturmaktadır. Bu anlamda insan ile doğa birbirlerine kökten karşı değil, her ikisi de aynı evrensel düzenden kaynaklanan olgular olup insan ise bu düzenin gerçekleşmesine etkin bir şekilde katılmaktadır. Bu anlayışın doğal sonucu olarak Çin felsefesi ve filozofları dünyayla ilgili nesnel bilgiler elde etmeye çalışmışlardır.

Onların felsefe anlayışında kabul edilen evrensel düzenin (Tao) uyumunu da korumayı görev olarak kabul etmişlerdir. Tao, evrenle ilgili uyumu (Antik Yunan Felsefesinde Cosmos gibi) kapsaması bakımından evrendeki dairevi hareketin ilkeleri olan Yin ile Yangın nöbetleşe ortaya çıkmasıyla gerçekleşir. Çin felsefe anlayışında kozmik ve insani bir nitelik taşıyan bu uyumlu bütün kavramı, toplumda aynı işlevi gören Otorite kavramını da temellendirir ve önemini de bu bakımdan vurgular. Evrenin düzen ve uyumunu dengede tutan ve devamını sağlayan ilke, prensin ya da imparatorun erdemiyle toplumsal barış olmaktadır. Evrenin iyi bir şekilde gerçekleşmiş düzeni insanın erdemiyle toplumun erdemindeki düzene bağlı olarak gerçekleşir.

KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI
[/align][/align][/align]

[/align]
 
Güzel bilgiler için teşekkürler
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst