Keşfet

Empedokles'in Elea Okulu ve Parmenides Felsefesiyle Ortak Özelliği Nedir?

Linux

Yaşlı Kurt
Katılım
14 Şub 2021
Mesajlar
3,707
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Konum
istanbul
[align=center][align=center][align=center]
5EYarx.jpg


Empedokles'in Elea Okulu ve Parmenides Felsefesiyle Ortak Özelliği Nedir?


Parmenides Varlığın var olduğunu ve özdeksel olduğunu savunmuştu. Empedokles yalnızca bu konumu değil, ama ayrıca Parmenides'in temel düşüncesini, varlığın doğmayacağını ya da yitip gidemeyeceğini, çünkü yokluktan doğmayacağını ve yokluğa geçemeyeceğini de benimsiyordu.
Özdek, o zaman, başlangıçsız ve sonsuzdur; yok edilemezdir. Öte yandan, değişim yadsınamayacak bir olgudur ve değişimin yanılsama olarak bir yana atılması artık savunulamazdır. O zaman yapılacak tek şey değişim ve devinim varoluşu olgusunu Parmenides'in Varlık -ki ona göre özdeksel olduğunu anımsayalım- ne varlığa gelir ne de yok olur biçimindeki ilkesi ile uzlaştırmanın bir yolunu bulmaktır.

Empedokles bu uzlaşmayı nesnelerin bütünler olarak var olmaya başladıkları ve var olmaya son verdikleri görgülenimin gösterdiği gibi- ama kendileri yok edilemez özdeksel parçacıklardan oluştukları biçimindeki ilke aracılığıyla yerine getirmeye çalışıyordu. Ancak karıştırılmış olanın bir karışım ve karşılıklı değişimi vardır. Töz bu şeylere insanlar tarafından verilen addan başka bir şey değildir.

Parmenides'in varlığın değiştirilemezliği ilkesini kendi yolunda yorumlayarak, bir tür özdeğin bir başka tür özdek olamayacağını, ama temel ve bengi özdek ya da öğe türlerinin -toprak, hava, ateş ve su- bulunduğunu savunuyordu. Dört öğenin tanıdık sınıflaması öyleyse Empedokles tarafından bulunmuştu, gerçi bunlardan öğeler olarak değil ama herşeyin kökleri' olarak söz ediyor olsa da. Toprak su olamaz, ne de su toprak olabilir: dört özdek türü değiştirilemez ve en son parçacıklardır ki, birbirleriyle karışarak dünyanın somut nesnelerini oluştururlar Empedokles etkin kuvvetler konutlamayı zorunlu görüyordu.

Bu kuvvetleri Sevgi ya da Nefrette, Uyum ya da Uyumsuzlukta buluyordu. Bununla birlikte, adlarına karşın, kuvvetler Empedokles tarafından fiziksel ve özdeksel kuvvetler olarak düşünülmektedirler; Sevgi ya da Çekim dört öğenin parçacıklarını bir araya getirmekte ve kurma işini başlamakta, Çekişme ya da Nefret ise parçacıkları ayırarak nesnelerin varlıklarının sona ermesine neden olmaktadır.

Vargı olarak, anımsayabiliriz ki Empedokles, Parmenides'in varlık ne ortaya çıkabilir ne de yitebilir savını açık değişim olgusu ile uzlaştırmaya çalışmaktadır. Bunu yapmak için dört öğenin en son parçacıklarını konutlamaktadır. Bu parçacıkların karışımı bu dünyanın somut nesnelerini oluşturmaktadır ve ayrılmaları ise bu nesnelerin varoluş gibi yok oluşlarını içermektedir. Bununla birlikte, doğanın özdeksel döngüsel sürecinin nasıl yer aldığını açıklamayı başaramıyor ve Sevgi ile Nefret gibi mitolojik kavramlara başvurmak zorunda olmuştur.

KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI
[/align][/align]
[/align]
 
Güzel bilgiler için teşekkürler
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst