SiRd
Yeni Üye
- Katılım
- 13 Eki 2021
- Mesajlar
- 165
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 29
RE: DSÖ'ye bağlı çalışan doktor ve personelin, Kongo'da onlarca kadın ve kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu o...
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bağlı çalışan doktor ve yardım görevlilerinin Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki yıkıcı 2018-2020 Ebola salgını sırasında çok sayıda kadın ve kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu açığa çıktı. Buna göre DSÖ personeli, kurumda iş karşılığında kadınlardan cinsel ilişki talep etti, yaşı küçük olanlara tecavüz etti. Bağımsız kuruluşlar tarafından hazırlanan raporda, yaşları 13 ile 43 arasında değişen kadınlarla ilişkili yaklaşık 80 cinsel istismar vakasının bulunduğu aktarıldı. Ayrıca, istismarların 29 hamilellikle sonuçlandığı ve faillerden bazılarının bu kadınlara zorla kürtaj yaptırdığı bildirildi.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Demokratik Kongo Caumhuriyeti’ndeki cinsel istismar vakalarını üzücü olarak nitelendirdi.
Afrika Bölge Müdürü Matshidiso Moeti, ise dehşete düştüğünü ve yüreğinin parçalandığını söyledi.
Bununla birlikte The Guardian’a konuşan batılı kaynaklar, Cenevre'deki diplomatik yetkililere DSÖ'nün katıldığı kapalı bir brifinge dayanarak dört kişinin görevden alındığını ve ikisinin idari izne ayrıldığını söyledi.
Diğer taraftan rapor, büyük ölçüde erkek müdahalecilerin egemen olduğu, güvenli olmayan bir bölgede acil bir sağlık durumunda cinsel sömürü ve istismara karşı korunmaya yönelik sorumluluklara geniş kapsamlı bir şekilde dikkat çekti.
Müfettişler, mağdurların çoğunun “yüksek derecede savunmasız” olduğunu, genellikle ekonomik durumu kötü olan genç kadınların olduğunu ve istismarcıların bazılarının cinsel sömürü ve istismarı önleme sorumluluğunun da bulunduğunu ortaya çıkardı.
İnceleme ekibi, fail olduğu iddia edilen 83 Kongo uyruklu ve yabancının kimliğini de ortaya çıkardı. 21 vakadaki faillerin DSÖ çalışanları olduğu kesin olarak belirlendi.
Buna göre DSÖ personeli, Kongolu kadınlardan kurumda iş verme karşılığında cinsel ilişki talep edildi. Reddettikleri takdirde ise kadınlara işlerinin kaybedileceği söyledi.
Kurbanların en küçüğü olduğu söylenen Jolianne, Nisan 2019'da Mangina kasabasında bir yol kenarında telefon kartı satarken bir DSÖ şoförünün kendisini eve bırakmak için durduğunu anlattı. Jolianne, "Bunun yerine, beni bir otele götürerek tecavüz etti” dedi.
Rapor, 2010 depreminden sonra Haiti'deki Oxfam çalışanlarına ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki BM barış güçlerine yönelik benzer iddiaların ortaya atılmasının ardından geldi.Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki suistimal, iki yıl içinde 2 bin 280 kişinin öldüğü siyasi istikrarsızlık ve silahlı çatışmaların damgasını vurduğu Kuzey Kivu ve Ituri eyaletlerinde bir Ebola salgını sırasında meydana geldi.
İddiaların ortaya çıkmasının ardından DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, Nijer'in eski dışişleri bakanı Aïchatou Mindaoudou ve cinsel şiddet mağdurlarıyla geniş çapta çalışmış Kongolu insan hakları aktivisti Julienne Lusenge'den araştırma yapmalarını istedi.
DSÖ yetkilileri tarafından istismara uğradıklarını söyleyen kadınlardan bazıları, olaya karışanların ciddi şekilde cezalandırılmasını umdu.
İş karşılığı seks teklifi aldığını iddia eden Anifa, "DSÖ'nün bu doktorları nasıl cezalandıracağını görmek için bir aydan fazla bir süredir bu büyük anı bekliyordum. Adaletin yerini bulduğunu görmek istiyoruz“ diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bağlı çalışan doktor ve yardım görevlilerinin Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki yıkıcı 2018-2020 Ebola salgını sırasında çok sayıda kadın ve kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu açığa çıktı. Buna göre DSÖ personeli, kurumda iş karşılığında kadınlardan cinsel ilişki talep etti, yaşı küçük olanlara tecavüz etti. Bağımsız kuruluşlar tarafından hazırlanan raporda, yaşları 13 ile 43 arasında değişen kadınlarla ilişkili yaklaşık 80 cinsel istismar vakasının bulunduğu aktarıldı. Ayrıca, istismarların 29 hamilellikle sonuçlandığı ve faillerden bazılarının bu kadınlara zorla kürtaj yaptırdığı bildirildi.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Demokratik Kongo Caumhuriyeti’ndeki cinsel istismar vakalarını üzücü olarak nitelendirdi.
Afrika Bölge Müdürü Matshidiso Moeti, ise dehşete düştüğünü ve yüreğinin parçalandığını söyledi.
Bununla birlikte The Guardian’a konuşan batılı kaynaklar, Cenevre'deki diplomatik yetkililere DSÖ'nün katıldığı kapalı bir brifinge dayanarak dört kişinin görevden alındığını ve ikisinin idari izne ayrıldığını söyledi.
Diğer taraftan rapor, büyük ölçüde erkek müdahalecilerin egemen olduğu, güvenli olmayan bir bölgede acil bir sağlık durumunda cinsel sömürü ve istismara karşı korunmaya yönelik sorumluluklara geniş kapsamlı bir şekilde dikkat çekti.
Müfettişler, mağdurların çoğunun “yüksek derecede savunmasız” olduğunu, genellikle ekonomik durumu kötü olan genç kadınların olduğunu ve istismarcıların bazılarının cinsel sömürü ve istismarı önleme sorumluluğunun da bulunduğunu ortaya çıkardı.
İnceleme ekibi, fail olduğu iddia edilen 83 Kongo uyruklu ve yabancının kimliğini de ortaya çıkardı. 21 vakadaki faillerin DSÖ çalışanları olduğu kesin olarak belirlendi.
Buna göre DSÖ personeli, Kongolu kadınlardan kurumda iş verme karşılığında cinsel ilişki talep edildi. Reddettikleri takdirde ise kadınlara işlerinin kaybedileceği söyledi.
Kurbanların en küçüğü olduğu söylenen Jolianne, Nisan 2019'da Mangina kasabasında bir yol kenarında telefon kartı satarken bir DSÖ şoförünün kendisini eve bırakmak için durduğunu anlattı. Jolianne, "Bunun yerine, beni bir otele götürerek tecavüz etti” dedi.
Rapor, 2010 depreminden sonra Haiti'deki Oxfam çalışanlarına ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki BM barış güçlerine yönelik benzer iddiaların ortaya atılmasının ardından geldi.Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki suistimal, iki yıl içinde 2 bin 280 kişinin öldüğü siyasi istikrarsızlık ve silahlı çatışmaların damgasını vurduğu Kuzey Kivu ve Ituri eyaletlerinde bir Ebola salgını sırasında meydana geldi.
İddiaların ortaya çıkmasının ardından DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, Nijer'in eski dışişleri bakanı Aïchatou Mindaoudou ve cinsel şiddet mağdurlarıyla geniş çapta çalışmış Kongolu insan hakları aktivisti Julienne Lusenge'den araştırma yapmalarını istedi.
DSÖ yetkilileri tarafından istismara uğradıklarını söyleyen kadınlardan bazıları, olaya karışanların ciddi şekilde cezalandırılmasını umdu.
İş karşılığı seks teklifi aldığını iddia eden Anifa, "DSÖ'nün bu doktorları nasıl cezalandıracağını görmek için bir aydan fazla bir süredir bu büyük anı bekliyordum. Adaletin yerini bulduğunu görmek istiyoruz“ diye konuştu.