Edebiyatçı
Yeni Üye
- Katılım
- 6 Nis 2021
- Mesajlar
- 880
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Bir gülüş unuttun avuçlarımda, gitti,
Bir deniz ülkesinde şimdi, bir kıyı şehrinde.
Yalnız kalmayacak o buruk sevinci.
Öldüğünü söylüyorsun sen, oysa saçların canlı
Al bir karanfil saklı arasında.
Suskunluk tatlı tılsımı dudağının hiç bozulmayan
tenin deniz rengi, gözlerin derin, bakılmayan.
(Sen bir ölüysen eğer, o serin güzel ellerinle süzülen bir kuş kadar özgür, beni de yaşamanın sevinci... beni de kollarına al götür.)
Şavkı hiç sönmeyen bedeninin her bir yeri,
Yeryüzüm gibi benim.
Neyin varsa özlediğin derinden, inan ben de ona hasretim.
Sen, mezar taşlarında adına rastlamadığım,
sen, son sözüm, bu dünyada tek söyleyeceğim
Sen, durgun bir ırmağı hatırlatıyorsun bana
Dilinde ölüm türküleri, arsız düşüncelerin.
Solmasın gözlerinde hiçbir çiçek
Sen ilk yenildiğim.
(Sesini örtündüğüm üstüme, öptüğüm. Aydınlığına bırakıyorum ince gövdemi. Ağlatan Ankara akşamlarında andıkça adını, kendimi bir ölüye, yeniden dirilecek bir ölüye yenilmiş hissediyorum. Rengi gittikçe sarı.)
Yakarak şiir kitaplarımı, öksüz bir çocuk gibi
Senin sıcaklığına sığındım,
Bir yakarış, tanrısal bir inilti dilimde
Bir ölüye yenilginin hazzını ruhumda hissederek
Geldim işte, geldim de tam karşına dikildim,
Kırmızı bir karanfil ellerimde.
a./
Bir ölüye yenilginin şiirini yazarak
Onu özgür, kendimi köle kılıyorum.
...
Güneş umarsız doğsun üstüne insanlığın
Ben senin ateşinle ısınıyorum, serinliyorum ellerinle
İnanarak ölümün güzelliğine
Senin her bakışında bir dünya kuruyor, bir dünya yıkıyorum
Çizerek resmini yürekevlerime.
(Öldüğünü söylüyorsun sen, susarak ve kaçırarak bakışlarını gözlerimden. Kimin sesi avutur beni senin sesinden başka, hangi piyano soloları senin parmaklarından çıkmayan, öldüğünü söylüyorsun sen, benim bir ölüye yenildiğimi. Denizin tuzlu sularından çıkardım her kelimesini bu şiirin, martıların çığlıklarından. Madem sana yenildim, beni de al dünyana tutarak parmaklarımdan.)
Ölümler paylaşılmaz ay ışığında,
Ve ortak ölmez hiçbir insan.
Ey umudun Külkedisi, seninle ölmeye geldim ben
Kurtar yalnızlık şarkılarından.
(Yargıların anlaşılmadığı bir çağdan uzanıyor gölgelerim. Hergün bir sevinç alıyorsun sen dilenen yoksullardan. Duysun herkes, bir ölüye yeniliyorum. Ve bu yenilginin şiirini yazarak, onu özgür, kendimi köle kılıyorum.)
Ölüyü öldürdüler. saçları rüzgarlı kaldı
Bir tatlı gülüş sızar şimdi dudaklarından.
O vefaya öldü öyle bilinsin
Mutluluk çıkarın insanlara onun yaşadıklarından.
Ölüyü öldürdüler, saçları rüzgarlı kaldı
ve bir karanfil düştü yüzüne onun
benim sersefil yoksulluğumdan
alıntı
Bir deniz ülkesinde şimdi, bir kıyı şehrinde.
Yalnız kalmayacak o buruk sevinci.
Öldüğünü söylüyorsun sen, oysa saçların canlı
Al bir karanfil saklı arasında.
Suskunluk tatlı tılsımı dudağının hiç bozulmayan
tenin deniz rengi, gözlerin derin, bakılmayan.
(Sen bir ölüysen eğer, o serin güzel ellerinle süzülen bir kuş kadar özgür, beni de yaşamanın sevinci... beni de kollarına al götür.)
Şavkı hiç sönmeyen bedeninin her bir yeri,
Yeryüzüm gibi benim.
Neyin varsa özlediğin derinden, inan ben de ona hasretim.
Sen, mezar taşlarında adına rastlamadığım,
sen, son sözüm, bu dünyada tek söyleyeceğim
Sen, durgun bir ırmağı hatırlatıyorsun bana
Dilinde ölüm türküleri, arsız düşüncelerin.
Solmasın gözlerinde hiçbir çiçek
Sen ilk yenildiğim.
(Sesini örtündüğüm üstüme, öptüğüm. Aydınlığına bırakıyorum ince gövdemi. Ağlatan Ankara akşamlarında andıkça adını, kendimi bir ölüye, yeniden dirilecek bir ölüye yenilmiş hissediyorum. Rengi gittikçe sarı.)
Yakarak şiir kitaplarımı, öksüz bir çocuk gibi
Senin sıcaklığına sığındım,
Bir yakarış, tanrısal bir inilti dilimde
Bir ölüye yenilginin hazzını ruhumda hissederek
Geldim işte, geldim de tam karşına dikildim,
Kırmızı bir karanfil ellerimde.
a./
Bir ölüye yenilginin şiirini yazarak
Onu özgür, kendimi köle kılıyorum.
...
Güneş umarsız doğsun üstüne insanlığın
Ben senin ateşinle ısınıyorum, serinliyorum ellerinle
İnanarak ölümün güzelliğine
Senin her bakışında bir dünya kuruyor, bir dünya yıkıyorum
Çizerek resmini yürekevlerime.
(Öldüğünü söylüyorsun sen, susarak ve kaçırarak bakışlarını gözlerimden. Kimin sesi avutur beni senin sesinden başka, hangi piyano soloları senin parmaklarından çıkmayan, öldüğünü söylüyorsun sen, benim bir ölüye yenildiğimi. Denizin tuzlu sularından çıkardım her kelimesini bu şiirin, martıların çığlıklarından. Madem sana yenildim, beni de al dünyana tutarak parmaklarımdan.)
Ölümler paylaşılmaz ay ışığında,
Ve ortak ölmez hiçbir insan.
Ey umudun Külkedisi, seninle ölmeye geldim ben
Kurtar yalnızlık şarkılarından.
(Yargıların anlaşılmadığı bir çağdan uzanıyor gölgelerim. Hergün bir sevinç alıyorsun sen dilenen yoksullardan. Duysun herkes, bir ölüye yeniliyorum. Ve bu yenilginin şiirini yazarak, onu özgür, kendimi köle kılıyorum.)
Ölüyü öldürdüler. saçları rüzgarlı kaldı
Bir tatlı gülüş sızar şimdi dudaklarından.
O vefaya öldü öyle bilinsin
Mutluluk çıkarın insanlara onun yaşadıklarından.
Ölüyü öldürdüler, saçları rüzgarlı kaldı
ve bir karanfil düştü yüzüne onun
benim sersefil yoksulluğumdan
alıntı