Edebiyatçı
Yeni Üye
- Katılım
- 6 Nis 2021
- Mesajlar
- 880
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Ben aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum.
Daha kendi çıkmazlarımı yeni öğrenirken,
senin sokaklarında kayboldum.
Hayatımda ilk defa bildiğim sokaklarda
bilmediğim bir şey buldum.
Aslında aşkı bulmak yoktur,
içine düşmek vardır.
Bu yüzden bu kadar yara bere.
Bu yüzden bu kadar
derin kalbime aldığım bu son darbe.
Her şey sana çıkıyor.
Senin yolun bir tek sana gider,
benim yolum yalnızca senden geçer.
Sen bencil, ben sencil.
Kusura bakma! İlk defa tanışıyorum aşkla
Beni bağışla.
İster kendini başıma taç et,
ister canıma tak et.
Ve beni unutana kadar hatırla.
Ona öyle denmez miydi yoksa?
Öyle Öyle afili sözler bilmem ben.
Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum işte.
Ama sen de bilemezsin
gülüşün bende kaç bahar eder.
Cahilliğimi hoş gör;
kanat çırpmayı bilmeyen kuş,
koşmayı uçmak zanneder.
Biliyor musun ben ne acılar öptüm
seni ararken? Meğer doğru insanı
yanlış yerlerde aramışım bunca zaman.
İşte sonunda çıktın karşıma.
Şeker gibiyimdir ha! Başkalarına
mutluluk vermek uğruna erir giderim.
Zerre gocunmam bundan.
Sevmeyen ne demek istediğimi bilemez.
Vallahi billahi kimse senin uğruna
benden daha güzel ölemez.
Aslında çoktan öldüm senin için de
hayat bana yine seninle hayat verdi işte
Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum ben.
Yetmiyor seni yazmaya alfabem.
Ama öyle çokta cahil değilim ha!
Hayat okulu yalnızlık bölümü mezunuyum.
Senin giderken yazdıklarını ben
dönerken tersten okuyorum.
Sen, sen ol; başkası olma diyorum.
Herkesin bir hikayesi vardır.
Benim de var. Anlat dediler.
Ben hikayemi anlattım,
onlar benim hikayeme fıkra diye güldüler
Bu yüzden aman dikkat et
dostuna düşmanına. İki yüzlü dostların,
acımasız düşmanlarından daha çoook iş
açar başına. Ben hep böyle süründüm
ama kimse düşmedi benim yüzümden.
Başka türlü ayakta duramam, hadi tut
kaldır beni kaldır şimdi taaa özümden.
Bekliyorum seni.
Haaa eğer şaşırmamı istiyorsan,
beklemiyormuş gibi de yaparım
Yeter ki gel. Bak gelmezsen şimdi
şuracıkta umutlarımı
bileklerimden keser,
kendimi kalbimden asarım.
Hâlâ hata yapabilecek kadar insanım.
Anladım... Anladım...
Galiba sen de yaralar taşıyorsun içinde.
Farkediyorum, zaman zaman kanıyorsun.
Hatta sen kanadıkça
ben kendimi yara sanıyorum.
Yine olmadı değil mi?
Yine konuşamadım şiir gibi...
Zaten bu aşkta bir aksilik vardı sanki.
Keşke kalbim kadar zengin olabilseydim
ama keşkelerle yürümezdi
aşklar değil mi?
Sen bana aldırma.
Ben aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum.
Benden bi şiir olmaz!
Bizim renklerimiz bile birbirini tutmaz.
Sen beyazsın bulut gibi.
Ben karayım kara.
Ama güneş yanığı değil
kader yanığı bizimkisi.
Dedim ya bir şiir olmaz benden.
Ben Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum.
Yani unutulmaya hep hazırım ben.
Gözlerime bakma! Ben kalbimden ağlarım..
Kalbimden ağlarım ben...
Sen, sen gözlerime bakma,
ben aşağı mahallenin o haylaz çocuğu..
♪ "Kahraman Tazeoğlu" ♪
Daha kendi çıkmazlarımı yeni öğrenirken,
senin sokaklarında kayboldum.
Hayatımda ilk defa bildiğim sokaklarda
bilmediğim bir şey buldum.
Aslında aşkı bulmak yoktur,
içine düşmek vardır.
Bu yüzden bu kadar yara bere.
Bu yüzden bu kadar
derin kalbime aldığım bu son darbe.
Her şey sana çıkıyor.
Senin yolun bir tek sana gider,
benim yolum yalnızca senden geçer.
Sen bencil, ben sencil.
Kusura bakma! İlk defa tanışıyorum aşkla
Beni bağışla.
İster kendini başıma taç et,
ister canıma tak et.
Ve beni unutana kadar hatırla.
Ona öyle denmez miydi yoksa?
Öyle Öyle afili sözler bilmem ben.
Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum işte.
Ama sen de bilemezsin
gülüşün bende kaç bahar eder.
Cahilliğimi hoş gör;
kanat çırpmayı bilmeyen kuş,
koşmayı uçmak zanneder.
Biliyor musun ben ne acılar öptüm
seni ararken? Meğer doğru insanı
yanlış yerlerde aramışım bunca zaman.
İşte sonunda çıktın karşıma.
Şeker gibiyimdir ha! Başkalarına
mutluluk vermek uğruna erir giderim.
Zerre gocunmam bundan.
Sevmeyen ne demek istediğimi bilemez.
Vallahi billahi kimse senin uğruna
benden daha güzel ölemez.
Aslında çoktan öldüm senin için de
hayat bana yine seninle hayat verdi işte
Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum ben.
Yetmiyor seni yazmaya alfabem.
Ama öyle çokta cahil değilim ha!
Hayat okulu yalnızlık bölümü mezunuyum.
Senin giderken yazdıklarını ben
dönerken tersten okuyorum.
Sen, sen ol; başkası olma diyorum.
Herkesin bir hikayesi vardır.
Benim de var. Anlat dediler.
Ben hikayemi anlattım,
onlar benim hikayeme fıkra diye güldüler
Bu yüzden aman dikkat et
dostuna düşmanına. İki yüzlü dostların,
acımasız düşmanlarından daha çoook iş
açar başına. Ben hep böyle süründüm
ama kimse düşmedi benim yüzümden.
Başka türlü ayakta duramam, hadi tut
kaldır beni kaldır şimdi taaa özümden.
Bekliyorum seni.
Haaa eğer şaşırmamı istiyorsan,
beklemiyormuş gibi de yaparım
Yeter ki gel. Bak gelmezsen şimdi
şuracıkta umutlarımı
bileklerimden keser,
kendimi kalbimden asarım.
Hâlâ hata yapabilecek kadar insanım.
Anladım... Anladım...
Galiba sen de yaralar taşıyorsun içinde.
Farkediyorum, zaman zaman kanıyorsun.
Hatta sen kanadıkça
ben kendimi yara sanıyorum.
Yine olmadı değil mi?
Yine konuşamadım şiir gibi...
Zaten bu aşkta bir aksilik vardı sanki.
Keşke kalbim kadar zengin olabilseydim
ama keşkelerle yürümezdi
aşklar değil mi?
Sen bana aldırma.
Ben aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum.
Benden bi şiir olmaz!
Bizim renklerimiz bile birbirini tutmaz.
Sen beyazsın bulut gibi.
Ben karayım kara.
Ama güneş yanığı değil
kader yanığı bizimkisi.
Dedim ya bir şiir olmaz benden.
Ben Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum.
Yani unutulmaya hep hazırım ben.
Gözlerime bakma! Ben kalbimden ağlarım..
Kalbimden ağlarım ben...
Sen, sen gözlerime bakma,
ben aşağı mahallenin o haylaz çocuğu..
♪ "Kahraman Tazeoğlu" ♪