Ottomans
Yeni Üye
- Katılım
- 19 Şub 2021
- Mesajlar
- 414
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
Üç beş yaşına gelen bir çocuk komşunun yumurtasını çalıp annesine getirir. Haram, helâl bilmeyen cahil ana, yumurtayı çocuğun elinden alır ve çocuğuna bir aferin çeker ve:
Benim akıllı oğlum. Aferin diyerek çocuğun başından okşar. Çocuk artık her gün veya gün aşırı komşuların yumurtalarını eve çekmeye başlar. Bir gün böyle, iki gün böyle derken seneler çabucak geçer. Çocuk yaşına göre hırsızlığını da ilerletir. Yumurtadan tavuğa, tavuktan horoza, horozdan koyuna, kuzuya derken bir haramzâde olur çıkar. Eski zamanın çocuğu şimdi muhitinin "çevresinin" bir numaralı ve azılı eşkiyalarından olur. Artık bu eşkiyayı kimse durduramaz bir hale gelir. Hırsızlıklar, eşkiyalıklar derken bir gün büyük bir cinayet işler. Kanun bunun yakasına yapışıp idâma mahkum eder.
Oğlunun idam haberini dinleyen ana, mahkeme salonunda feryadı basar. Saçını başını yolar. Aman hâkim bey biricik oğlumu bağışla, benim hayatta ondan başka kimsem yok diye yalvarır.
İdâm mahkumu eşkıya evlâda sorarlar. Son bir arzun var mı? Derler. Eskiden beri idâm mahkumlarının son arzuları yerine getirilmek âdet olduğu için bunun da arzusu sorulur. İdâm mahkumu genç:
Tek bir dileğim var. Sevgili anacığım o mübarek dilini öpmek istiyorum. İzniniz olursa bu arzum yerine gelsin diye rica eder.
Mahkumun isteği yerine getirilmek üzere annesi gelir.
Benim sevgili oğlum dilimi son bir defa öp bakayım, diyerek dilini uzatır.
Eşkıya evlâd, anasının dilini iki dişi arasına alır. Öyle bir ısırır ki, dişler dili makas gibi keser. Dil pat diye yere düşer.
Orada bulunanlar; Vah vah vah! Ne olacak eşkıya evlât! Bunca cinayetler yetmiyormuş gibi bir de annesinin dilini kopardı derler. İdâm mahkumu genç:
Ey burada toplanan insanlar! Bilmeden boş yere konuşmayınız. Benim burada idâma mahkum oluşum o kopardığım dildendir der. Herkes hayretle sonunu dinler. Genç mahkum devam eder:
Ben, çocukluğumda komşunun yumurtasını çalıp getirdiğimde annem bana "Aferin" çekti. Yumurtayı alıp başımdan okşadı. Eğer o zaman beni terbiye edip menetseydi. Bugün bu ölüm cezası bana gelmeyecekti dedi.
Benim akıllı oğlum. Aferin diyerek çocuğun başından okşar. Çocuk artık her gün veya gün aşırı komşuların yumurtalarını eve çekmeye başlar. Bir gün böyle, iki gün böyle derken seneler çabucak geçer. Çocuk yaşına göre hırsızlığını da ilerletir. Yumurtadan tavuğa, tavuktan horoza, horozdan koyuna, kuzuya derken bir haramzâde olur çıkar. Eski zamanın çocuğu şimdi muhitinin "çevresinin" bir numaralı ve azılı eşkiyalarından olur. Artık bu eşkiyayı kimse durduramaz bir hale gelir. Hırsızlıklar, eşkiyalıklar derken bir gün büyük bir cinayet işler. Kanun bunun yakasına yapışıp idâma mahkum eder.
Oğlunun idam haberini dinleyen ana, mahkeme salonunda feryadı basar. Saçını başını yolar. Aman hâkim bey biricik oğlumu bağışla, benim hayatta ondan başka kimsem yok diye yalvarır.
İdâm mahkumu eşkıya evlâda sorarlar. Son bir arzun var mı? Derler. Eskiden beri idâm mahkumlarının son arzuları yerine getirilmek âdet olduğu için bunun da arzusu sorulur. İdâm mahkumu genç:
Tek bir dileğim var. Sevgili anacığım o mübarek dilini öpmek istiyorum. İzniniz olursa bu arzum yerine gelsin diye rica eder.
Mahkumun isteği yerine getirilmek üzere annesi gelir.
Benim sevgili oğlum dilimi son bir defa öp bakayım, diyerek dilini uzatır.
Eşkıya evlâd, anasının dilini iki dişi arasına alır. Öyle bir ısırır ki, dişler dili makas gibi keser. Dil pat diye yere düşer.
Orada bulunanlar; Vah vah vah! Ne olacak eşkıya evlât! Bunca cinayetler yetmiyormuş gibi bir de annesinin dilini kopardı derler. İdâm mahkumu genç:
Ey burada toplanan insanlar! Bilmeden boş yere konuşmayınız. Benim burada idâma mahkum oluşum o kopardığım dildendir der. Herkes hayretle sonunu dinler. Genç mahkum devam eder:
Ben, çocukluğumda komşunun yumurtasını çalıp getirdiğimde annem bana "Aferin" çekti. Yumurtayı alıp başımdan okşadı. Eğer o zaman beni terbiye edip menetseydi. Bugün bu ölüm cezası bana gelmeyecekti dedi.