Etiyopyanın (Afrikanın doğusunda yer alan eski adı Habeşistan olan ülkedir) prensesi Andromeda, Cepheus ve Casssiopeianın kızıdır. Kraliçe Cassiopeia, elli deniz perisinden oluşmuş bir grup olan Nereidlerden daha güzel olduğunu söyleyecek kadar kibirli biridir. Nereidler birbirinden güzel olan ve her bakımdan deniz dalgalarının sembolü olan deniz perilerine verilen addır. Kraliçenin bu tutumu karşısında Nereidlerin onuru kırılır ve kraliçeyi cezalandırması için denizler tanrısı Poseidondan yardım isterler.
Nereidlerin ricası karşısında Poseidon, bir deniz canavarını Etiyopyaya gönderir.(Bazı hikayelerde bu canavarın Cetus olduğu söylenir. Ancak genel olarak Cetus zararsız bir balina olarak bilinmektedir.) Kral Cepheusun danıştığı Ammon kahini krala kızının kurban edilmesi şartıyla Etiyopyayı su altında bırakabilecek bu canavardan kurtulabileceğini söyler. Etiyopyalılar bu fedakarlığı kabul etmesi için Cepheusu zorlarlar. Bunun üzerine kızını bugün Tel Aviv olarak bilinen şehrin kıyısına zincirleyip, canavarın gelmesini beklemeye başlar. Bu canavar kayaya zincirlenmiş kızı gelip alacak ve ona ne istiyorsa yapacaktır.
Tam bu sırada büyük kahraman Perseus prensesin imdadına yetişir. Perseus, Gorgon Medusayı kafasını keserek öldürdükten sonra kanatlı atı Pegasusa binmiş geri dönerken tesadüfen prensesi zincirlenmiş bir şekilde ağlarken görmüş ve ona aşık olmuştur. Prensesle konuşmaya çalışır, ancak uzunca bir süre prenses tek kelime bile konuşamaz. Ama Perseusun ısrarlı tutumu karşısında prenses ona kim olduğunu neden zincirlendiğini ve olan biten herşeyi anlatır. Bu sırada, deniz kabarmaya başlar ve canavar görünür. Perseus prensesin ailesine canavarı öldürebileceğini, ancak bunun karşılığında prensesle evlenmek istediğini söyler. Kral ve kraliçe bu teklifi hemen kabul ederler. Perseus bunun üzerine Andromedayı kurtarmaya karar verir. Gökyüzünde uçarken Perseusun, suya vuran gölgesi, canavarın aklını karışır. Canavarın aklının karışmasından faydalanan Perseus, canavarı oklarıyla öldürür. Başka bir masala göre Perseus, Medusanın kopmuş kafasını canavara göstererek onu taşlaştırır. (Efsaneye göre Medusanın yüzü o kadar çirkindir ki gören herkes birden taşa dönüşür.)
Anlaşmanın kendi üzerine düşen kısmını yerine getiren Perseus, Andromeda ile evlenmek ister. Ancak, Cepheus kendi erkek kardeşi Phineusu, Andromeda ile evlendireceğine dair verdiği sözü unutmuştur. Phineus, Perseus ve Andromedanın düğününe, yandaşlarıyla gelir. Perseus burada da kahramanlığını göstererek, Phineus ve yandaşlarını savaşarak yok eder.
Kral Cepheus ve kraliçe Cassiopeia, öldükten sonra tanrı Poseidon tarafından gökyüzünde yıldızlar arasına alınarak onurlandırılmışlardır. Perseus ve Andromedada onlara gökyüzünde eşlik ederler.
Andromeda gökyüzünde, kolları sereserpe uzatılmış ve bileklerinden zincire bağlanmış bir kadın figürü olarak yer almaktadır.
Nereidlerin ricası karşısında Poseidon, bir deniz canavarını Etiyopyaya gönderir.(Bazı hikayelerde bu canavarın Cetus olduğu söylenir. Ancak genel olarak Cetus zararsız bir balina olarak bilinmektedir.) Kral Cepheusun danıştığı Ammon kahini krala kızının kurban edilmesi şartıyla Etiyopyayı su altında bırakabilecek bu canavardan kurtulabileceğini söyler. Etiyopyalılar bu fedakarlığı kabul etmesi için Cepheusu zorlarlar. Bunun üzerine kızını bugün Tel Aviv olarak bilinen şehrin kıyısına zincirleyip, canavarın gelmesini beklemeye başlar. Bu canavar kayaya zincirlenmiş kızı gelip alacak ve ona ne istiyorsa yapacaktır.
Tam bu sırada büyük kahraman Perseus prensesin imdadına yetişir. Perseus, Gorgon Medusayı kafasını keserek öldürdükten sonra kanatlı atı Pegasusa binmiş geri dönerken tesadüfen prensesi zincirlenmiş bir şekilde ağlarken görmüş ve ona aşık olmuştur. Prensesle konuşmaya çalışır, ancak uzunca bir süre prenses tek kelime bile konuşamaz. Ama Perseusun ısrarlı tutumu karşısında prenses ona kim olduğunu neden zincirlendiğini ve olan biten herşeyi anlatır. Bu sırada, deniz kabarmaya başlar ve canavar görünür. Perseus prensesin ailesine canavarı öldürebileceğini, ancak bunun karşılığında prensesle evlenmek istediğini söyler. Kral ve kraliçe bu teklifi hemen kabul ederler. Perseus bunun üzerine Andromedayı kurtarmaya karar verir. Gökyüzünde uçarken Perseusun, suya vuran gölgesi, canavarın aklını karışır. Canavarın aklının karışmasından faydalanan Perseus, canavarı oklarıyla öldürür. Başka bir masala göre Perseus, Medusanın kopmuş kafasını canavara göstererek onu taşlaştırır. (Efsaneye göre Medusanın yüzü o kadar çirkindir ki gören herkes birden taşa dönüşür.)
Anlaşmanın kendi üzerine düşen kısmını yerine getiren Perseus, Andromeda ile evlenmek ister. Ancak, Cepheus kendi erkek kardeşi Phineusu, Andromeda ile evlendireceğine dair verdiği sözü unutmuştur. Phineus, Perseus ve Andromedanın düğününe, yandaşlarıyla gelir. Perseus burada da kahramanlığını göstererek, Phineus ve yandaşlarını savaşarak yok eder.
Kral Cepheus ve kraliçe Cassiopeia, öldükten sonra tanrı Poseidon tarafından gökyüzünde yıldızlar arasına alınarak onurlandırılmışlardır. Perseus ve Andromedada onlara gökyüzünde eşlik ederler.
Andromeda gökyüzünde, kolları sereserpe uzatılmış ve bileklerinden zincire bağlanmış bir kadın figürü olarak yer almaktadır.