Serzenish
Yeni Üye
- Katılım
- 1 Nis 2021
- Mesajlar
- 6,218
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
Bazı hikâyeler 7’den 70’e herkese ders olur. Tam da bu nitelikte bir hikâyeden söz edeceğiz. Zamanın birinde bir köyde delikanlı bir çocuk yaşar.
Alın teri hikâyesi tam da bu zaman içerisinde başlamış olur. Bu çocuk, aynı şekilde yaşıtları gibi evlenmek ister. Fakat bunun için henüz ne yapacağına karar veremez.
Gel zaman git zaman düşünür ve konuyu direk olarak babasına ve annesine açmaya karar verir. Onların tepkisini ve ne diyeceklerini merak eder.
Babası ve annesini ev içerisinde bulduğu o vakitte, artık konunun açma zamanının geldiğini hisseder. Babasına, artık evlenmek istediğini ve evlilik içinde zamanının geldiğini söyler.
Fakat babasının yüzünde beliren tuhaf ifade, gencin gözünü korkutur. Babasının ağzından dökülen sözlerden sonra başlar. Babası oğluna, evlenebileceğini söyler.
Genç büyük bir heyecan içerisinde babasını dinlemektedir. Fakat bunun için kendisine bir şart koşar. Tam da bu şarttan sonra, artık önünde evlenmek için hiçbir engelin kalmayacağını söyler.
Gerçekten de ders alınması gereken bir hikâye niteliğinde devam eder. Babası oğluna, artık söz konusu şartı söyler. Eğer bana bir altın getirirsen, evlenebilirsin. Fakat bu altın tamamen senin çalışman ile ortaya çıkan para karşılığında alınacak.
Başka türlü kabul etmeyeceğim ve evlenmene izin vermeyeceğim. Tam olarak alın terin ile kazanmış olacaksın. Gencin aklı bu aşamada bulanmış. Hem bu kadar basit bir şey karşılığında evlenmesine izin vermesine hem de bunu neden istediğine dair mantıklı bir açıklama bulamaz.
Genç, oldukça kolay bir şey istediğine kanaat getiren babasına, ertesi gün bir altın getirip ona uzatır. Babası önce şaşırır. Genç halihazırda işsizdir ve herhangi bir geliri de yoktur.
Nasıl olmuştur da bu altını bulmuştur, düşüncesini o an için aklından atamaz. Fakat birazdan gerçekten kazanıp kazanmadığını anlayacaktır. O altını gençten alır ve bir anda nehre atar. Fakat genç bu olay karşısında şaşkın bir şekilde bakakalır.
Neden böyle bir şey yaptığını anlamaz ve babasının yüzüne öylece bakar. Babasına neden bu altını nehre attığını sorar. Babası ise ben sana o altını alın teri ile kazandığın para ile almanı istemiştim. Fakat sen öyle yapmadın der. Genç kara kara düşünür ve nasıl toparlayacağını düşünür.
Ertesi gün olur, bu sefer yine başka bir şekilde altını bulmak için girişir. Bu sefer de yolu, annesinde arar. Annesine gider ve zaten durumdan haberdar olan annesi de oğlunun evlenmesini istemektedir. O yüzden çıkartır ve oğluna bir altın verir.
Fakat babasının yapacaklarından habersiz olan ve alın teri olmaksızın kazandığı altını elinde tutan genç, babasının yanına gider. Babasına, baba altını getirdim artık evlenebilirim değil mi?, diye sorar. Fakat adam yine kabul etmez.
Büyük bir şaşkınlık içerisinde olan genç, babasının bu tavrı karşısında yine şaşakalır. Artık dayanamaz ve babasına, neden böyle yapıyorsun diye sorar. Babası ise; oğlum, ben sana alın teri ile kazandığın paradan alman gereken bir altından bahsettim.
Fakat sen bunların hiçbirini alın teri ile kazanmadın der. Genç yine ertesi gün bir arkadaşından altın borcu isteyecektir. Fakat tam da bu aşamada düşünür, eğer yine babasına o altınlardan götürürse babası yeniden nehre atacaktır. Sonucunda hem borçlanmış olacak hem de babası yine kabul etmeyecektir.
Genç bu aşamada alın teri hikayesinin ne olduğunu idrak eder. O gün iş bulur ve belirli bir süre içerisinde de işte çalışır.
Artık altınını kendi parası ile kazanacaktır. Gel zaman git zaman derken, gencin altın alacağı gün yaklaşmıştır. Kendi kazandığı para ile altını almanın mutluluğu ile yeniden babasının yanına gider. Altını babasına verdiği zaman, babası yeniden o altını nehre atmak için hazırlanır.
Fakat bu sırada genç babasına, o altını nehre atmaması gerektiğini çünkü o altını almak için çok çalıştığını söyler. Babası o altını nehre atmaktan vazgeçer. Çünkü o da anlamıştır ki, bu altın gerçekten de alın teri ile kazanılmış bir altındır.
Altını oğluna geri verir. Artık evlenebilirsin, çünkü kendi kazandığın paranın kıymetini biliyorsun ve o parayı savurganlık yaparak kaybetmekten de kaçındın. İşte bu alnının teliyle kazandığın altındır.