Serzenish
Yeni Üye
- Katılım
- 1 Nis 2021
- Mesajlar
- 6,218
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
1888 yılında İstanbul'da doğdu. Münevver ve Hazine-i Evrak gazetelerini çıkarmış olan Mahmud Celaleddin Bey'in oğludur. Galatasaray Lisesi'den mezun oldu. Yüksek tahsilini Paris'te Ecol Libre des Science Politiques'te yaptı.
Küçük yaşta bir Fransız mürebbiyeden Fransızca, Tevfik Fikret'ten de Türkçe dersleri aldı. Çocukluğu Boğaziçi, Büyükada ve Çamlıca gibi İstanbul'un en güzel yerlerinde geçti.
Çevresinin tesiri ve batılı tarzda eğitilmiş olmasının bir neticesi olarak; geçmişe olumsuz bakış açısıyla Paris'e gitti, Jön Türklerin faaliyetlerine katıldı.
Paris'te Fransız yazar ve şairlerle tanıştı. Bazılarının hayranı oldu. İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü (1908). Bir Fransız şirketinde memur olarak çalıştı. Stines Şirketinde Osmanlı Hükumetinin umumi katipliğini yaptı (1913 - 1920).
İstanbul'da çeşitli yerlerde çalıştıktan sonra, Ankara'da Hamdullah Suphi'nin aracılığıyla Balkan Birliği Cemiyeti'nde genel sekreter oldu. Dışişleri Bakanlığı'nda müşavir olarak çalıştı (1931-1945). Barış konferansı için Amerika'ya gitti. Dönüşte İstanbul'a yerleşti. Çeşitli bankaların idare meclis azalığında çalıştı. Hayatında hiç evlenmedi.
3 Mayıs 1963'te vefat etti.
Abdülhak Şinasi Hisar, yazı yazmaya Mütareke yıllarında başladı. Dergah, İleri, Medeniyet, Ağaç, Türk Yurdu, Milliyet ve Dünya gibi dergi ve gazetelerde tenkit ve deneme türünde yazılar yazdı.
Geçmişi Batı'da keşfetti
Önceleri geçmişi tenkid eden Abdülhak Şinasi, Fransa'ya gittikten sonra, geçmiş zamanı övmeye başladı. Mazi şuurunu canlandırmaya çalıştı. "Bir millete yapılabilecek en sinsi ve en şeytani hücum, onun vicdanından mazisini almak, hafızasından mazisini yok etmektir" diyerek mazinin önemini belirtmiştir.
Yazdığı romanlarda da geçmiş zamanın özlemini anlatır. Olaylara değil, zamana, mekana, eşyaya, duygu ve düşüncelere, insanlara ve onların kıyafetlerine çok değer verir. Üslubu şahsi ve orijinaldir. Hiç bir zaman dilde kelime tasviyesine kapılmamış, dilin ahenginden istifade etmesini bilmiş ve şiire kaçan bir dil kullanmıştır.
ESERLERİ:
Fehim Bey ve Biz, Çamlıca'daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey'in Alafrangalığı ve Şeyhliği adlı romanları yanında, Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri gibi hatıra, deneme, şiir türünden eserler de vermiştir. İstanbul ve Pierre Loti ile Yahya Kemal'e Veda diğer eserlerindendir. Ahmet Haşim'le ilgili olarak; Ahmet Haşim, Şiiri ve Hayatı adlı eseri yazmıştır.
Küçük yaşta bir Fransız mürebbiyeden Fransızca, Tevfik Fikret'ten de Türkçe dersleri aldı. Çocukluğu Boğaziçi, Büyükada ve Çamlıca gibi İstanbul'un en güzel yerlerinde geçti.
Çevresinin tesiri ve batılı tarzda eğitilmiş olmasının bir neticesi olarak; geçmişe olumsuz bakış açısıyla Paris'e gitti, Jön Türklerin faaliyetlerine katıldı.
Paris'te Fransız yazar ve şairlerle tanıştı. Bazılarının hayranı oldu. İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü (1908). Bir Fransız şirketinde memur olarak çalıştı. Stines Şirketinde Osmanlı Hükumetinin umumi katipliğini yaptı (1913 - 1920).
İstanbul'da çeşitli yerlerde çalıştıktan sonra, Ankara'da Hamdullah Suphi'nin aracılığıyla Balkan Birliği Cemiyeti'nde genel sekreter oldu. Dışişleri Bakanlığı'nda müşavir olarak çalıştı (1931-1945). Barış konferansı için Amerika'ya gitti. Dönüşte İstanbul'a yerleşti. Çeşitli bankaların idare meclis azalığında çalıştı. Hayatında hiç evlenmedi.
3 Mayıs 1963'te vefat etti.
Abdülhak Şinasi Hisar, yazı yazmaya Mütareke yıllarında başladı. Dergah, İleri, Medeniyet, Ağaç, Türk Yurdu, Milliyet ve Dünya gibi dergi ve gazetelerde tenkit ve deneme türünde yazılar yazdı.
Geçmişi Batı'da keşfetti
Önceleri geçmişi tenkid eden Abdülhak Şinasi, Fransa'ya gittikten sonra, geçmiş zamanı övmeye başladı. Mazi şuurunu canlandırmaya çalıştı. "Bir millete yapılabilecek en sinsi ve en şeytani hücum, onun vicdanından mazisini almak, hafızasından mazisini yok etmektir" diyerek mazinin önemini belirtmiştir.
Yazdığı romanlarda da geçmiş zamanın özlemini anlatır. Olaylara değil, zamana, mekana, eşyaya, duygu ve düşüncelere, insanlara ve onların kıyafetlerine çok değer verir. Üslubu şahsi ve orijinaldir. Hiç bir zaman dilde kelime tasviyesine kapılmamış, dilin ahenginden istifade etmesini bilmiş ve şiire kaçan bir dil kullanmıştır.
ESERLERİ:
Fehim Bey ve Biz, Çamlıca'daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey'in Alafrangalığı ve Şeyhliği adlı romanları yanında, Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri gibi hatıra, deneme, şiir türünden eserler de vermiştir. İstanbul ve Pierre Loti ile Yahya Kemal'e Veda diğer eserlerindendir. Ahmet Haşim'le ilgili olarak; Ahmet Haşim, Şiiri ve Hayatı adlı eseri yazmıştır.